2 Mayıs 2016 Pazartesi

Hz. Mehdi aşığı Hz. Ali…


Hz. Mehdi aşığı Hz. Ali…
Hz. Ali'ye Hz. Mehdi sorulduğunda eliyle 9 işareti yapıyordu...

Bugün size peygamberimizin amcası Ebu Talip’in oğlu olan Hz. Ali hakkında bilgi vermek istiyorum. Hz. küçük yaşta İslamiyet'i kabul eden ilk Müslümanlardandır. Ayrıca Resulullah Efendimiz’in damadı ve Ehli Beyt’indendir.
Hz. Muhammed'in yanında büyümüş, onun eğitiminden geçerek yetişmiştir. Hiç bir zaman putlara secde ve ibadet etmemiş, yalnızca Allah'a secde etmiştir. Bu nedenle “Kerremallâhü Vecheh” (Allah yüzünü şereflendirsin) sıfatıyla anılmıştır. Hz. Ali İslamiyet'i kabul ettiği küçük yaşlarından itibaren Peygamberimiz'in en yakın yardımcılarından olmuş, vefatına kadar onun yanından ayrılmamıştır.
Hicretten yaklaşık olarak 23 yıl önce Mekke'de doğan Hz. Ali Kuran ahlakını yaşamada Peygamberimiz'in örnek gösterdiği mübarek bir İslam halifesidir. İslam tarihinin en görkemli dönemlerinden olan "Dört Halife Dönemi"nin son halifesi olmuştur. Hz.Muhammed, sevgili tek kızı Hz.Fâtıma’yı, Hz.Ali ile evlendirerek onu kendisine damad etmiştir. Hz. Ali'nin Hz. Fatıma'dan Hasan, Hüseyin ve Muhsin adında 3 erkek, Zeyneb ve Ümmü Gülsüm adında iki kızı olmuştur. Hz. Peygamber’in nesli Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın oğulları Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’den devam etmiştir.
Hz. Ali’nin,  peygamberimize olan sevgisi ve örnek itaati:
Muhammed bin Cerir-i Taberi, Hz. Ali’nin şöyle buyurduğunu nakletmiştir. Resulullah beni çağırdı ve şöyle buyurdu: “Ya Ali! Allah-u Teala, kendi yakınlarımı uyarıp korkutmamı emretmiştir. Sen bizim için bir yemek yap. Sonra Abdulmuttalib oğullarını, onlarla konuşmam için bir araya topla da iletmekle görevli olduğum şeyi onlara ileteyim.”
Ben de Resulullah’ın emri üzere onları bir araya topladım, Resulullah onlara hitaben şöyle buyurdular: “Allah-u Teala, sizi O’na davet etmekle beni görevlendirmiştir. Sizlerden hanginiz, aranızda benim kardeşim, vasim ve halifem olmak istiyor?” Orada bulunanların hepsi sustular. Onların hepsinden yaşta küçük olmama rağmen; “Ya Resulullah! Ben senin yardımcın olmak istiyorum” dedim. Resulullah elini benim boynuma koyarak şöyle buyurdu: “Bu şahıs, benim sizin aranızdaki kardeşim, vasim ve halifemdir; sözünü dinleyin ve emirlerine uyun.” 1
İlim Öncüsü Bir İslam Halifesi:
Hz. Ali’nin öne çıkan özelliklerinden biri, Allah'ın izniyle sahip olduğu ilimdir.
Sahip olduğu ilim, fıkıh metinleri ve hükümleriyle sınırlı kalmamış, matematik ve benzeri bilim dallarında da çağının öncülerinden olmuştu. Peygamber Efendimiz, Hz. Ali’nin bu önemli özelliğini bir hadis-i şerifinde şöyle övmüştür: 
"Ben ilmin şehriyim, Ali (ra) ise kapısıdır." (Deylemi)
Hz. Ali daha çocukluğundan itibaren Peygamber Efendimiz'in yanında bulunmuş, Kuran ahlakını ve Kuran'ın hikmetlerini ondan öğrenmiş, onun vahiy kâtipliğini yapmıştır. Hz. Ali, Eshab-ı Kiramın en büyük fıkıh âlimlerindendir.
Hz. Ali şöyle derdi:
Ben Allah Resulü’nden duyduğum her şeyi mutlaka ezberler ve asla unutmazdım  (Bihârü'l-Envâr, c.35, s.329)
Hz. Ali’nin Örnek Cesareti:
Hz. Ali’nin ön plana çıkan diğer bir özelliği de örnek cesareti olmuştur. Hz. Ali Allah'tan başka kimseden korkmadan ve çekinmeden kararlılık göstermiş hiçbir şart ve ortamda Kuran ahlakından taviz vermemiştir.
Katıldığı tüm savaşlarda sancaktar olarak bulunmuş, sadece Tebük Seferi'ne Peygember Efendimiz'in emri ile Medine'de kaldığı için katılmamıştır. Bedir savaşında henüz 25’li yaşlarında idi ve İslamiyeti koruyanların başındaydı. Yetmiş yara almasına rağmen son ana kadar Resulullah’ın yanında savaşmaya devam etti.Uhud Savaşında Hz. Ali müşriklerle savaşırken ve Hz. Peygamber’i korurken elindeki kılıcı kırılmış, bunun üzerine Hz.Muhammed kendi kılıcı olan elindeki meşhur “Zülfikâr” adlı kılıcı vermiştir.
Hendek Savaşı'nda, Araplar'ın ünlü savaşçısı Amr bin Abduved'i ağır bir darbeyle yere serdi. Hendek Savaşı'nın sonucunda Hz. Ali'nin bu başarısının önemli bir yeri vardır.Hz. Ali Hayber Savaşı sırasında Hayber kalesinin kapısını eli ile yıkmış ve bu kapıyı kendisi için kalkan olarak kullanmıştır.
Mekke fethedildiğinde Hz. Muhammed ile birlikte, Ka’be-i Muazzama’nın çevresindeki putları kırdılar; içerisine girip oradaki putları da yerlerinden sökerek dışarıya attılar.
Yüksekteki putların kırılması için Hz. Muhammed, Hz. Ali’ye “Yâ Ali! Omuzlarıma bas çık, şunları indir, kır” diye buyurdular. Hz. Ali, Resulullah’ın omuzlarına basıp putları indirdi. O anda yaşadığı coşkulu Allah aşkını anlatırken  “Bana öyle geldi ki, dileseydim göğe ulaşabilirdim”buyurmuşlardır.
Hz. Ali’nin Dış Görünümü Ve Güzelliği
Hz. Ali buğday tenli, yeşil gözlü, sık sakalları olan, güler yüzlü, geniş göğüslü, heybetli bir görünüşe sahipti.
Hz. Ali (Radiyallahu Anh)’In Bazı Lakapları:
Şir-i Yezdan (Allah'ın Aslanı)
Kur'an-ı Natık (Konuşan Kuran)
Haydar (Arslan)
Haydar-ı Kerrar (Kahramanca döne döne düşmana saldıran)
Murtaza (Allah'ın razı olduğu kişi)
Şah-ı Velayet (Velilerin Şahı)
Emir’il müminin (Müminlerin Emiri)
Esedullah (Allah'ın Arslanı)
Şah-ı Merdan  (Yiğitlerin Şahı)
Seyfullah (Allah’ın kılıcı)
Sultan-ül-eshiya  (Cömertlerin Sultanı)
Ebu Turab (Toprağın babası)
Hz. Ali (as) 661 yılında Ramazan ayının 19. gününün sabahı Kufe camiinde sabah namazını kılarken İbn-i Mülcem'in zehirli kılıcıyla aldığı darbe sonucu şehit olmuştur. Hz. Ali, vefat etmek üzere iken buyurdu ki: 
- Yeminle söylüyorum ki, umduğuma kavuştum. 
Resulullah (Sav) Hz. Ali’nin Şehadetini Önceden Haber Vermiştir:
Resulullah Hz. Ali’ye Ebu Turab yani toprağın babası künyesini vermiş ve şehadetini haber vermiştir. Allah Resulü, Hz. Ali ve Ammar Yasir’i yumuşak topraklar üzerine uzanıp uyurlarken gördü ve onları uyandırdı. Sonra elleriyle Hz. Ali’ye dokunarak şöyle buyurdu: “Uyan ey Ebu Turab! (toprağın babası) Sana insanların en bedbahtını haber vermemi ister misin? Buyurdu ve sonra onlar iki kişidir buyurdu; biri (Salih’in ) devesini öldüren Uhmir Semud öteki ise (HZ. ALİ’NİN) KAFASINA İŞARET EDEREK BURAYA-KILICIYLA DARBE VURUP SAKALINI KANA BULAYACAK KİŞİDİR.”2
Peygamber Efendimiz’in Hz. Ali Hakkındaki Sözleri:
"Ali'yi seven, beni sevmiştir. Ona düşmanlık, bana düşmanlıktır. Onu inciten beni incitmiştir. Beni inciten de elbette Allah'ı incitmiş olur."3
"Her şeyin bir kanadı vardır, bu ümmetin kolu kanadı da Ebu Bekir (ra) ve Ömer (ra)'dir. Her şeyin bir kalkanı vardır, bu ümmetin kalkanı da Ali (ra)'dir." 4
Hz. Ali’nin dilinden Hz. Mehdi:
Hz.Ali kendi soyundan gelecek olan Hz. Mehdi’ye karşı coşkun bir sevgi duyuyordu. Bir sözünde Hz. Mehdi’ye ulaşmak için her türlü engelin aşılması gerektiğini belirtmiştir.
Kapalı bir sandık içinde olsam dahi Mehdi’ye katılmak için kilidini kırar çıkarım. Çünkü orada Allah’ın halifesi Mehdi vardır. 5
Bir diğer sözünde ise Hz. Mehdi için dua etmiş ve onu ne de çok görmek isterdim”diyerek Hz. Mehdi’ye olan sevgisini ve özlemini belirtmiştir:
Sonra Hz. Mehdi aleyhisselam’ın sıfatlarını sayarak buyurdu ki: “İÇİNİZDEKİ EN GENİŞ SIĞINAKTIR, İÇİNİZDE İLMİ EN ÇOK OLANDIR VE DOSTLARINI, SEVDİKLERİNİ EN FAZLA ARAYIP SORANDIR. Allah’ım! Onun zuhurunu, hüzünlerin giderilmesine vesile kıl ve ümmetin dağınıklığını onunla topla! Eğer Allah seni muvaffak kılarsa ONUN BİATINA KOŞ (ONA TABİ OL) VE ONDAN ASLA VAZGEÇME. EĞER MUVAFFAK OLUR DA, ONA ULAŞIR VE HİDAYET OLURSAN ONDAN ASLA VAZGEÇME. Âh – ve eliyle göğsünü göstererek – onu ne de çok görmek isterdim.” 6
Peygamberimiz Hz. Mehdi’nin adını biliyordu, ancak açıklamaması için Hz. Ali’den söz almıştı:
Cabir, Ebu Cafer’den naklediyor, “Ömer, iman edenlerin Prensine (Hz. Ali’ye) Mehdi hakkında sorunca şöyle dedi: Ya İbn Ebu Talib (Hz. Ali) bana Mehdi’yi anlat. Adı nedir?”
 İman edenlerin Prensi (Hz. Ali) dedi ki: “Benim sevgili ve yakın dostum (Peygamberimiz) dedi ki, YÜCE ALLAH ONU ORTAYA ÇIKARANA KADAR ONUN (HZ. MEHDİ’NİN ADINI KİMSEYE SÖYLEMEMEM İÇİN BENDEN SÖZ ALDI. ONUN (HZ. MEHDİ’NİN) ADI, YÜCE ALLAH’IN ELÇİSİNE EMANET ETTİĞİ BİLGİLERDEN BİRİDİR. 7
Kaynaklar:
1.      (Tarih-i Taberi, c.2, s.62. )
2.      (Müsnedi Ahmed, c.4, s.263-264, 5/326, h.17857; s.327, h.17862; el-Müstedreku’s-Sahiheyn, 3:140, 3/151, h.4679; Tarihul Umemi vel Memluk 2:261, 408/2, Hicretin 2. Yıl olayları, es-Siretu’n-Nebeviyye, 2:236, 2/249; el-Bidayetu ven-Nihaye 3:247, 303/2 hicretin 2. Yıl olayları.)
3.      (Taberani) 
4.      (Hatib)
5.      (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 171)
6.      (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 252)
7.      (Gaybet, Allame Muhammed Bakır El-Meclisi, Ansariyan Yayınları, İran, 2007)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder