10 Ekim 2015 Cumartesi

Duanın yeri ve zamanı olur mu?


Duanın yeri ve zamanı olur mu?
Tüm dünya bir araya gelse, Allah dilemedikçe kimse o insana zarar veremez. Sadece Allah'ı dost edinin, o size yeter.

Hepimizin Allah’a o kadar çok ihtiyacı var ki. O’nu her şeyden çok sevmeye, O’nu düşünmeye, tefekkür etmeye, O’nunla gün içinde sürekli beraber olmaya, sıcak ve yakın bir bağlantı kurmaya hepimiz muhtacız. Aslında hepimiz bunun için yaratıldık, Allah’a kul olmak için. Bu dünyadaki tek amacımız O’nun razı olduğu bir kul olmak, O’nunla çok yakın dost olmak.
Kuran’a göre duanın yeri ve zamanı yok. Saati yok, günü yok. Sabah kalkar kalmaz Allah’ı hatırlıyor mümin“Allah’ım günümü hayırlı kıl.” diye dua ediyor. Müminin gün içinde her an duaya ve Allah’la birlikte olmaya ihtiyacı var. Mesela konuşma yapacak; "Ya Rabbi beni güzel konuştur" diyecek Müslüman. Yemek yiyecek; "Ya Rabbi bana bu yiyeceklerden lezzet almayı ve bunların bana şifa olmasını nasip et. Bana hamd etmeyi nasip et." diyecek. 
Duanın yeri de yok. Mümin çarşıda alış veriş yaparken de dua eder, yolda yürürken de dua eder, arabada giderken de, işyerinde yemek yerken de dua eder. Mutlaka uzun uzun dua etmek de gerekmiyor. Peygamberler de hep kısa kısa dua ediyorlar. "Rabbim ilmimi artır." "Rabbim beni doğru yoldan ayırma." "Salih ameller işlememi nasip et." diye kısa ve sık dua ediyorlar
Söylediğim gibi dua, Allah’la sürekli bağlantı demek. Allah duayı beğeniyor. Dua’yı seviyor Allah. Onu Kuran’da özellikle belirtmiş. Çünkü Kendisiyle bağlantı olduğu için seviyor, mümin Kendisini unutmadığı, sürekli hatırladığı için seviyor. Çünkü Allah insanları hiçbir zaman unutmuyor, onlara sürekli sayısız nimet bağışlıyor. Dua olmasa insanın değersiz olacağını söylüyor:
De ki: "Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi? Fakat siz gerçekten yalanladınız; artık (bunun azabı da) kaçınılmaz olacaktır." (Furkan Suresi, 77)
Sadece başı sıkıştığında, hastalandığında, malı mülkü kaybolduğunda, çocuğu hastalandığında, imtihana girdiği sırada dua etmez mümin. Gün içinde sürekli dua eder, Allah’la yakın bağlantı kurmanın zevkini tadar.  Hristiyanlar da, Museviler de bu sırrı iyi fark etmişler, lezzetine de iyi varmışlar. Ve Allah da dualarına icabet ediyor. Museviler sofrada otururken her nimet için ayrı ayrı, tek tek Allah’a şükrediyor ve dua ediyorlar. Derin imanın bereketi oluyor üzerlerinde.
Dua ederken Allah’ın bizi duyduğunu, gördüğünü, işittiğini bilerek dua edelim. Samimiyetle, içten bir kalple Rabbimize yönelelim. Eğer bizim için hayırlı ise, kaderimizde yazılmışsa o dua gerçekleşecektir, ama tabii ki en doğrusunu Allah bilir. İnsana duayı ettiren de, tüm o sözcükleri tek tek söyleten de Allah’tır.
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (Bakara Suresi, 186)
İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir. (İsra Suresi, 11)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder