13 Temmuz 2015 Pazartesi

4500 metre yükseklikte 30.000 hektarı gözleriyle tarayabilen kartal Allah’ın eseri değil mi?


4500 metre yükseklikte 30.000 hektarı gözleriyle tarayabilen kartal Allah’ın eseri değil mi?
Kartalın tüm bu muhteşem özellikleri tesadüflerle elde etmesi imkansızdır.

Hiçbir kartalın gökyüzünden müthiş bir heybetle ve hızla inip bir somonu tek bir hamlede yakalayışını seyrettiniz mi? Eğer seyretmediyseniz yazımı okumadan önce bu linkten seyredebilirsiniz:
Şimdi bir an için durup düşünün. Bir kartal, tam 4500 metre yüksekten, 30.000 hektarı tarayabiliyor. Sonra avının yerini tam milimi milimine hesaplayıp hiç şaşırmadan tek bir vuruşla balığı yakalıyor. Üstelik suyun kırılma detayı var. Bunca detayın tesadüf eseri oluşmayacağı çok açıktır. Kartala tüm bu yetenekleri veren Allah’tır.
Binlerce metre yüksekte uçan kartallar, bu mesafeden yeryüzünü bütün detaylarıyla tarayacak gözlere sahiptirler. Gelişmiş savaş uçaklarının binlerce metreden hedeflerini tespit etmesi gibi, kartal yer üzerindeki en küçük hareketi, en küçük renk farkını algılayarak avını tespit eder. Bu yeteneğini gözünde bulunan çok özel yapılara borçludur.
Retinada en keskin görüş, koni hücrelerinin en yoğun şekilde bulunduğu fovea adı verilen bir bölümde gerçekleşir. Kartalların gözlerinde ise iki fovea vardır. İki foveaya sahip olmak son derece keskin bir görüş kabiliyeti sağlar. İnsan gözünde tek bir fovea (binoküler fovea) vardır. Bir nesneye baktığımızda her iki göz de aynı nesneye bakar ve iki gözün görüşü beyinde birleştirilerek derinlik algısı oluşur. Kartalların gözlerinde ise insanlarda olduğu gibi binoküler foveanın yanı sıra her iki gözün ayrı ayrı yanları da görmesini mümkün kılan monoküler görme için ayrı birer fovea vardır. Böylece keskinliğin yanı sıra hem ön hem de yan taraflar aynı anda görülebilir.
Kartal gözü aynı anda hem üçyüz derecelik geniş bir açıya sahiptir, hem de üstün bir odaklama yeteneğine sahiptir. İnsan gözünde nesneleri odaklamak için merceğin şekli değişirken, kartal gözünde hem mercek hem de korneanın şekli değişebilir ve bu durum kartalın odaklama yeteneğini önemli oranda artırır. 4.500 m yüksekte uçarken 30.000 hektarlık bir alanı gözleriyle tarayabilir. Kartal 90 metreden tarladaki otlar arasında kamufle olmuş bir tavşanı çok rahat ayırt edebilir.
Bu kadar ustaca kamufle olmuş bir avı bulabilmesi için kartalın gözündeki retina hücreleri bir damla renkli sıvı ile boyanmıştır.İşte bu sayede kartal, binlerce metreden renkler arasındaki küçücük bir kontrastı ayırt eder ve avının bulunduğu yeri saptar. Bir damlacık yağla böyle bir işlevin gerçekleşmesi hiç şüphesiz Allah'ın sonsuz hikmetinin bir göstergesidir.
Uçmak başlı başına bir mucizedir. Bir kuşun uçabilmesi için, sahip olduğu kanatların şu anki yapı ve konumlarıyla bu hayvanda eksiksiz olarak bulunması gerekir. Kanatlar hiçbir şekilde zaman içinde gelişemezler.
Evrimcilerin iddia ettiği gibi zaman içinde gelişmesi mümkün olmayan bir başka sistem de görmedir. Kartalın gözündeki kusursuz yapı üzerinde düşünüldüğünde bu gerçek bir kez daha anlaşılır. İki retinalı bir göze sahip olmak zamanla kazanılacak veya tesadüfen meydana gelebilecek bir özellik değildir. İkinci bir retina özellikle hayvanın ihtiyacını karşılamak üzere konulmuştur.
Retina hücrelerinde bulunan bir damla yağın kazandırdığı avantajın kartal için hayati önemi vardır. Peki bu ince optik ayar kim tarafından yapılmıştır? Acaba bu fikir kartalın kendisinden mi gelmiştir yoksa başka hayvanların tavsiyesiyle mi bu çözüme ulaşılmıştır? Elbette kartal bundan binlerce yıl önce yaşayan kartallar gibi bu özelliklere doğuştan sahiptir.
Peki niçin insan gözleri kartalınki gibi keskin değildir. Bunun nedeni kartalın gözlerinin vücuduna olan oranıdır. Eğer insanda kartalın gözlerinin görevini yapan bir çift göz olsaydı büyüklüğü bir greyfurt kadar olacaktı. İnsanın binlerce metre uzaktan bir tavşanı tespit etmek gibi bir ihtiyacı yoktur. Bu yüzden Allah insanı şu andaki gözleri ile son derece estetik olarak yaratmıştır.
O Allah ki, Yaratan'dır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder