9 Kasım 2014 Pazar

Yok Öcalan’a beş kişilik sekreterya kurulacakmış! Daha başka?


Yok Öcalan’a beş kişilik sekreterya kurulacakmış! Daha başka?
Hükümet Öcalan'a ve PKK'ya asla taviz vermemeli.

Sırrı Süreyya Önder’in tabiriyle çözüm sürecinin gözbebeği (!) Abdullah Öcalan’a beş kişilik bir sekreterya kurulacakmış…
Bu sekreterya ekibi haftanın 3-4 günü adaya gidecekmiş…
Öcalan bu kişileri kafasında çoktan belirlemiş! Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken, Hatip Dicle, kadın hareketinden biri olacakmış…
Bu çözüm süreci adı altında ardı arkası kesilmeyen isteklerden dolayı Türk hükümetinin rest çekmesi gerekirken bakın Bülent Arınç bu teklif karşısında ne diyor:
Öcalan “ben burada yalnızım” diyor. “Süreç devam ettikçe ne karar aldığınızı takip etmem lazım” diyor. Bu haksız bir talep değil bana göre. Kendisine bazı imkânların hukuk içinde Adalet Bakanlığımız gerekli olanı yapacaktır. Bir insan bu kadar yaşa gelmiş 17 senedir cezaevinde… Bu kararların yazılmasında not edilmesinde “benim birkaç kişiye ihtiyacım var" demişse bunu Adalet Bakanlığımız karşılayacaktır.
Bülent Arınç yine o sakin üslubuyla, yavaş yavaş, usul usul bu isteğe de Türk hükümetinin olumlu yaklaşacağının mesajını veriyor. Yumruklarını masaya vurup “Ne sekreteryası kardeşim, söyleyeceğin bir şey varsa kasete konuşup iletirsin, senin için adaya neden 5 kişilik heyet getirecekmişiz!” demiyor, diyemiyor. Üstelik bu istekleri makul karşılayabiliyor.
Öcalan “burada yalnızım” diyormuş, tabii yalnız olacak. Tam 40.000 askerimizin katiline eğlence düzenleyecek halimiz yok herhalde. “Bu insan bu yaşa gelmiş 17 yıldır cezaevinde diyor,” Arınç. Tam 30 yıldır katil olduğu için cezaevinde olan vatandaşlarımız var, hepsine arkadaş mı sağlıyoruz yalnız kalmasınlar diye? Birkaç kişiye ihtiyacı varsa avukatlar görüşüyor işte, daha ne isteniyor, ailesi de gidiyor arada.
Türk hükümetinin Öcalan’a taviz vermeyi, onun isteklerine boyun eğmeyi bırakması gerek. Çözüm sürecinin ana hedefi Türk topraklarında Komünist bir Kürdistan devleti kurmaktır. Öcalan ve ekibi Komünist Kürdistan’ı Türk topraklarında kurup, paçavralarını Türk topraklarında dalgalandırmadan asla rahat etmeyeceklerdir.Adamlar yıllardır bunun için savaşıyorlar zaten. “Dolayısıyla biz bahara silahı bırakırız, her konuyu aşarız, maddelerimizi sıralarız” sözleri tamamen uydurmadır, oyalamadır. PKKkomünist, Marksist, Stalinist bir örgüttür, emeline ulaşmadan asla silahlı çatışmadan vazgeçmeyecek eli kanlı bir örgüttür.
Bütün bunların yanında Öcalan’ın masum, dindar, namaz kılan, istekleri makul karşılanması gereken biri olarak göstermeyi bıraksınlar bu millete. Türk halkı bunları yutmuyor:
PKK’yi dinsiz yapan, onlara haşa namazla alay etmelerini öğreten, onları dağda Marksist, Leninist, komünist yetiştiren Öcalan’ın kendisidir. Namazla alay eden PKK dindar Kürt kardeşlerimizin de baş belasıdır. Bu linkten Öcalan tarafından dinsiz yetiştirilen PKK’nın arsızlığını seyredebilirsiniz:
Şimdi Öcalan eğer İran’da olsa, orada cezaevinde olsa bu kadar şımarabilir miydi, arka arkaya bu kadar istekler sıralanabilir miydi? Türk hükümeti olaya bir de burdan baksın. İran böyle aciz tavır takınır mıydı? Türk hükümeti Öcalan ve PKK karşısında sınırsız isteklere, saçma sapan isteklere boyun eğerek kendisini aciz göstermesin. Öcalan’ın İmralı’daki şartları iyileştirilebilir, daha büyük bir mekâna geçirilebilir ama denize nazır bir villaya geçemez. Türkiye böyle ipsiz sapsız tekliflere ve isteklere karşı net tavrını ortaya koymalıdır, halkın hükümetten beklediği, 40.000 şehit ailesinin hükümetten beklediği budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder