9 Kasım 2014 Pazar

Modern İslam deyince ne anlamalıyız?


Modern İslam deyince ne anlamalıyız?
Modern İslam konusunu çok fazla soranlar var, çok farklı yorumlayanlar var. Ya da hem dindar olunup hem de modern olunamayacağını düşünen insanlar var. O yüzden bu konuda insanlardan gelen bazı soruları cevaplamakta fayda var.
Bende yazılarımda bildiğiniz gibi sürekli yobazların anlattığı ve insanlara dayatmaya çalıştığı dinin gerçek dinimiz olmadığını anlatıyorum. Peki modern İslam deyince ne anlamalıyız? Şimdi bu soruya cevap verelim. Modern İslam demek İslam’ın modernize edilmiş hali demek değildir. Bazı kişiler İslam’ı faklı, modern İslam’ı farklı anlıyorlar. Halbuki bizim modern İslam diye anlattığımız peygamberimizin ve sahabelerin yaşadığı İslam’dır ve yalnızca Kuran’a dayanır. Peygamberimizin ve sahabelerin döneminden sonra insanlar birtakım hurafelerle peygamberimizin döneminde yaşanan o güzel ruhu, Kuran’daki güzel yaşamı değiştirmeye çalıştılar. Bu şekilde de Kuran’da olmayan, İslam ile taban tabana zıt, çok farklı bir din anlayışı ortaya çıktı. Böylece bağnazlık dünyanın dört bir yanına İslam adı altında yayıldı.
Halbuki bağnazlık dediğimiz bu sistem Kuran’da anlatılan gerçek İslam ile taban tabana zıttır. Öncelikle bugüne kadar gelmiş geçmiş Müslümanlar içinde en modern olan Müslümanın peygamberimiz olduğunu söyleyelim. Kuran’a tam uymasıyla, nur gibi yüzüyle, tertemiz olmasıyla, sevgi dolu olmasıyla, güzel ahlakıyla, bir ortama girdiğinde heybetiyle, hikmetli konuşmasıyla, asaletiyle, güzel kıyafetleriyle, görgüsüyle tüm Müslümanlara örnekti. Peygamberimiz yaşadığı dönemde yalnızca Kuran’ı uyguladı, o dönemde ne mezhepler vardı, ne de başka uygulamalar vardı. Peygamberimiz bu dönemde de yaşasaydı en modern Müslüman olurdu.
Modern Müslüman dediğimizde gerçek anlamda samimi bir Müslümandan bahsediyoruz. Bu Müslüman Kuran ahlakını en güzel şekilde yaşar, Allah’ın kendisine çizdiği ve Kuran’da belirttiği bütün helalleri, haramları uygular, fakat  bunları en kaliteli, en nezaketli, en klas tavırlarıyla gösterir. Üzerinde hiçbir basitlik yoktur. Tam anlamıyla sevgi doludur, şefkatli ve merhametlidir, çok güzel ahlaklı ve nezihtir.
Yaşadığımız bu dönemde İslam’ın modernize edilmesi, ya da reforme edilmesi söz konusu değildir. İslam’ın hurafelerden arınması ve temizlenmesi mevzu bahistir. Bu da ancak peygamberimizin yaşadığı ve anlattığı Kuran’a dayalı islam’ın tüm dünyaya tebliğ edilmesi ile gerçekleşir.
Bağnaz zihniyete baktığımızda bu sözde İslam olarak dayatılan dinin tamamen hurafelerle dolu, batıl ve şeytani bir din olduğunu da muhakkak belirtmek gerekiyor. Çünkü Kuran’da yaşanan İslam’da göre demokrasi ve fikir özgürlüğü vardır. İnsanların hayat şekillerine hiç karışılmadan, müdahale edilmeden, hangi kesimden olursa olsun, komünisti de, Hıristiyan’ı da, Musevi’yi de tam olarak kıcaklayan, onların yaşama haklarını koruma altına alan bir ahlak vardır. Kuran’da hiçbir şekilde baskı yoktur. Tam tersine herkes serbest bırakılmıştır, dinde zorlama yoktur. İnsanlar hangi görüşte ve nasıl yaşamak istiyorlarsa diledikleri gibi yaşayabilirler. Din tebliğ edilir, Kuran’a göre İslam’ın nasıl yaşanması gerektiği anlatılır, ama seçme hakkı tamamen insanların kendisine kalmıştır.
Modern İslam’da fikir özgürlüğünün ve demokrasinin tam anlamıyla yaşandığını görüyoruz. Modern İslam dediğimizde şu anda üniversite gençliğinin ya da batı dünyasının İslam’a olan bakış açısını tamamen kaldıracak bir sistemle karşılaşıyoruz. Şu anda batıda hızla yayılan İslamafobi bağnazlığın tamamen ortadan kalkmasıyla ve hurafelerin dinimizden temizlenmesiyle son bulacaktır. Batı dünyası terörizmle İslam arasında en ufak bir bağlantı olmadığını bu şekilde anlayacaktır.
Şu anda Ortadoğu’da İslam adı altında korkunç bir vahşetin yaşandığına şahit oluyoruz. Mezhep kavgaları yüzünden Müslüman Müslüman kardeşini hiç düşünmeden öldürüyor. Başka dinden olanların katli vacip görülüyor. Müslüman ülkelerde yaşanan bu katliamlar  tüm dünyaya din adına yapılmış gibi gösteriliyor. Bu tamamen Kuran ile çelişen bir durumdur. Kuran’da Allah bir ayetinde “Sizin dininiz size, benim dinim bana” der. (Kafirun Suresi, 6) Böylelikle Müslüman’ın başka bir insana din adı altında hiçbir şekilde dayatma yapamayacağı Kuran’da bildirilir.
Sonuç olarak bağnazların dinimize ne kadar zarar verdikleri ortadadır. Kendi sevgisizliklerini, kendi öfkelerini, kendi basitliklerini, kendi kirli hayatlarını dünyaya gösterip “Müslüman dindar böyle olur” dediler.  Onlara göre kadın baskı altına alınmalıydı, çalışmamalıydı, hor görülmeliydi, evden çıkmayıp eşine hizmet etmeliydi. İbadetler yüzlerce hurafe uydurularak iyice zorlaştırıldı. Başka dinden olanlar tamamen düşman olarak görüldü. Halbuki bu uydurulan yüzlerce hadisin Kuran ile uzaktan yakından alakası yoktu. Kuran kadını yüceltir, sevgiyi ve şefkati esas alır, kadına baskı yoktur. İbadetler son derece kolaydır. Haramların sayısı birkaç tanedir, yobazların uydurduğu gibi yüzlerce değil. Diğer dinden insanlarla evlenilebilir, onların sofralarında beraber yemek yenir. Kuran’da savaş anında bile esirlere mükemmel bir ahlak gösterilmesi bildirilir, Müslümanlar esirlere kendi yemeklerinden yedirip onları güvenliğe ulaştırmakla yükümlüdürler.
Allah Kuran’da bağnazların kendi elleriyle yazdıkları haramlara ve helallere dikkat çeker. Bu yüzden müminler bu konuda çok dikkatli olmalılar ve çevrelerindeki insanlara gerçek dinimizin Kuran olduğunu mutlaka anlatmalılar. Bu şekilde çok daha fazla insanın İslam’ı tanımasına ve iman etmesine vesile olurlar.
Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin. Çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler. (Nahl Suresi, 116)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder