2 Eylül 2014 Salı

Böceklerdeki muhteşem yaratılış evrimcileri köşeye sıkıştırıyor


Böceklerdeki muhteşem yaratılış evrimcileri köşeye sıkıştırıyor
Küçücük bir böcek, belki de gözümüzle görmekte bile zorlandığımız kadar küçük. Bu küçük böceği yakından inceleyen bilim adamları karşılarındaki kusursuz sistemler karşısında hayrete düşüyorlar. Böcekler bilim adamlarını hayrete düşüren mükemmel kompleks yapıları ile Rabbimizin kusursuz sanatı ile yaratılmışlardır.
Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45)
Bildiğiniz gibi sözde evrim teorisi savunucuları böcekler içinde çeşitli evrim yalanları uydurmuşlardır. Fakat iddialarına baktığınız zaman tamamen büyük çaplı bir açmazlar zincirinin içinde oldukları net bir şekilde görülecektir. Bilim adamları kendi içlerinde çelişkiye düştüklerini ve büyük bir açmaza girdiklerini kendileri daha zaman zaman itiraf etmekte kendilerini alamazlar.
böcek 1Böcekleri diğer canlılarla kıyasladığımızda onların çok ayrı bir yeri olan canlılar oldukları görürüz. Fosilkayıtlarından anlaşıldığı gibi, böcekler en az 400 milyon yıldır varlıklarını sürdürmektedirler. Bugün bilinen hayvanların dörtte üçünü böcekler oluşturmaktadır. Bu canlılar, nüfusları, tasarımları ve besin zincirine olan önemli etkileriyle sözde evrim teorisi savunucularını oldukça zor bir duruma sokmaktadırlar. Bu dönem boyunca, çeşitli felaketler yaşanmış, dünyadaki hayvan türlerinin büyük bir kısmı yok olmuştur. Bu olaylardan belki de hiç etkilenmeyen tek canlı böceklerdir. Sahip oldukları üstün tasarımla her türlü ortamda yayılmış ve çoğalmışlardır. Çölde, ormanda, göllerde, volkanlarda, sıcak sularda, buzullarda, kısacası her yerde böceklere rastlamak mümkündür. Mesela bazı böcekler bir tür antifriz üreterek vücut sıvılarının donmasını engellerler. Böylece Himalaya Dağları’nın yüksek tepelerinde ya da bazıları Sahra Çölü’nde 47°C’nin üstündeki sıcaklıkta yaşayabilirler.

Böceklerin türü ve sayısı o kadar fazladır ki, bilim adamları bu konuda kesin bir rakam verememektedirler. Son yapılan çalışmalara göre böcek türlerinin tahmini sayısı 2 ile 30 milyon arasındadır. Bu türlerin içinde sadece 370.000 adeti tanımlanabilmiştir, ayrıca 15.000 kadar fosil böcek türü bulunmuştur.
Bugün, bilinen hayvan türlerinin dörtte üçünü böcekler oluşturmaktadır ve tahmini sayıları 1 trilyondan fazla, toplam ağırlıkları ise 2,7 milyar ton olarak belirtilmektedir. Bu rakam 45 milyar insanın toplam ağırlığına eşittir. Yani yaşayan her insan başına 170 milyondan fazla böcek düşmektedir. (Zuhal Özer, Böcekler, Bilim ve Teknik, Şubat 2000, sf.92)
böcek 3Geneva, sans-serif; line-height: 15.360000610351563px; border: 0px; padding: 0px; margin: 0px 0px 10px; display: inline;" width="650">Bu olağanüstü sayılardan da anlaşılacağı gibi, böcekler hem nüfuslarıyla, hem sahip oldukları tasarımlarıyla, hem de besin zincirinde en önemli halkalardan birini oluşturmalarıyla, bize önemli mesajlar vermektedirler.

Milyonlarca böcek türünü tek tek inceleyecek olursak her birinin farklı bir tasarıma sahip olduğunu görürüz. Sadece kanatları açısından bile, birbirine benzemeyen birçok çeşit vardır. Mesela kelebeğin kanatlarıyla sineğin kanatları tamamen farklı tasarıma sahiptir, aynı şekilde yusufçukla çekirge, hamamböceğiyle karınca, arıyla pire gibi, böcek olduğu halde, son derece farklı tasarıma sahip, henüz tam sayısı belirlenememiş milyonlarca böcek vardır. Böceklerin her birinin sahip olduğu özellikleri tek tek burada incelememiz mümkün değildir, ancak böceklerin yapılarındaki bazı ortak tasarımları inceleyebiliriz.
Böcekler her türlü iklim koşulunda yaşayabilecek özelliklere sahiptirler. Bu özelliklerin başında vücutlarının dış yüzeyini saran kitin tabakası gelir. Böcekler, bir iskelete sahip değildirler. Bunun yerine vücutlarını bir zırh gibi saran dış iskelete sahiptirler. İşte bu zırhın ana maddesi kitindir. Kitin son derece hafif ve incedir. Bu nedenle böcekler onu taşımakta hiçbir zaman zorlanmazlar. Böceğin bedenini dışardan sarmasına karşın, iskelet işlevi görecek kadar sağlamdır. Ama aynı zamanda da son derece esnektir. Vücut içinden uçları kendine bağlı olan kasların kasılıp esnemesi ile hareket edebilir. Bu, böceklere hareketlerinde çabukluk kazandırdığı gibi, dışarıdan gelecek darbelerin etkisini de azaltır. Üzerindeki özel kaplama maddesi nedeniyle dışarıdan içeri su geçirmez. Vücut içindeki sıvıları da dışarı çıkarmaz. Sıcaktan hatta radyasyondan etkilenmez. Çoğu zaman etrafa tam uyum sağlayacak bir renktedir. Bazen de caydırıcılık sağlayacak kadar parlak olabilir. Kitin maddesi, bilim adamları ve tasarımcıların yapay olarak üretmeyi hayal ettikleri bir maddedir. Özellikle Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren, kitin kullanılarak üretilebilecek malzemelerin ve araçların tasarımı yapılmıştır.
böcek 2Exeter Üniversitesi’nden Robin J. Wootton, Scientific American dergisinde yayınlanan makalesinde böceklerin uçuş becerilerini ise şu şekilde yorumluyor: “Böcekler bütün uçan makineler içinde en çevik ve en çok manevra kabiliyetine sahip olanlardandır… bazı böcekler -az kütle, gelişmiş sinir-duyu sistemleri ve kompleks kas yapısı sayesinde- hayret verici hava akrobasisi örnekleri sergilerler. Örneğin karasinekler hızlı uçuş sırasında yavaşlayıp havada asılı kalır, ters döner ve bu şekilde uçar, dikey dönüş yapar, yuvarlanır ve tavana iniş yapar; hepsi saniyeden az bir sürede gerçekleşir…”

Yüz milyonlarca yıldır hayatta olan, ilk yaratıldığı şekli ve özellikleriyle hiç değişmeden günümüze kadar ulaşan böcekler evrim teorisini hezimete uğratmaktadır. Gerçekten de evrim teorisi, böceklerin ve onların sahip olduğu özelliklerin kökenini açıklayabilmek için yeni mekanizmalar uydurmak zorundadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder