31 Ağustos 2014 Pazar

Hz. İsa'nın dönüşü kıyamet alametidir


Hz. İsa'nın dönüşü kıyamet alametidir
Hz. İsa (a.s.) gizli olur, Hz. Mehdi (a.s.) daha zahir olur.

Kuran’da Hz. İsa’nın ölmediği ve öldürülmediği bildirilirken, Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne döneceği de şöyle haber verilir:
“Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de.” (Meryem Suresi, 33)
Hz. İsa’nın yeryüzüne dönüşünün kıyamet alameti olduğu ise ayetlerde şöyle bildirilir:
Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak verilince, senin kavmin hemen ondan (keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar. (Zuhruf Suresi, 57)
Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve Bana uyun. Dosdoğru yol budur. (Zuhruf Suresi, 61)
Hz. İsa Kuran’ın indirilişinden yaklaşık 6 asır önce yaşamıştır. Dolayısıyla ilk kez dünyaya gelişi kıyamet saati için bir alamet değildir. Ayetin anlamı Hz. İsa’nın ahir zamanda yeniden yeryüzüne döneceği ve bu dönüşünün de bir kıyamet alameti olacağıdır.
Bu ayette geçen “o” ifadesi Hz. İsa’ya işaret etmektedir. Nitekim büyük İslam alimleri de ayette geçen “O” zamirinin, gerek ayetlere gerekse sahih hadislere dayanarak, Hz. İsa’ya işaret ettiğini açıklar. Ebu Hureyre, İbn Abbas, Katade, Malik bin Dinar, Dahhak, Ebu Rezin, Ebu Abdurrahman, Humeyd ve İbn Muhaysın da Hz. İsa’nın gelişinin kıyamet alametlerinden biri olduğunu söylemektedirler. 1

Hz. İsa 1

Alusi, Şevkani, es-Sabuni, Gumari, Ömer Nasuhi Bilmen, Seyyid Kutub, Hasan Basri Çantay gibi pek çok tefsircinin tefsirinde ise bu ayet şu şekilde açıklanmaktadır:
Hz. İsa’nın zuhur etmesi kıyamet saatinin gelişini bildiren bir alamettir. Çünkü onun zuhuru kıyamet alametlerindendir. Yeryüzüne inişi dünyanın sonunun geldiğine ve ahiretin başlangıcına delildir.2
Hz. İsa 3

İmam Taberi, ayeti tefsir ederken İbn Kesir’in bu konudaki açıklamasını da delil olarak kullanmıştır. İbn Kesir, “Kıyamet gününden önce İsa’nın adil bir devlet başkanı ve adil bir hâkim olarak yeryüzüne ineceğine dairPeygamber Efendimiz (sav)’in mütevatir hadisleri mevcuttur” diyerek, söz konusu ayetin Hz. İsa’nın dünyaya ikinci kez gelişine delil olduğunu ifade etmiştir. Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde ise bu konu şu şekilde açıklanmaktadır:
İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: “Ben size bir hikmetle geldim ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kısmını size açıklamak için de. Öyleyse Allah’tan sakının ve bana itaat edin.”(Zuhruf Suresi, 63)
Hz. İsa’nın kıyametin kopmasından önce yeryüzüne ineceğine ilişkin birçok hadis vardır. Nitekim bu ayet de ona işaret etmektedir: “O, kıyametin kopacağını gösterir bir ilimdir.” Yani Hz. İsa’nın yeryüzüne inmesi ile kıyametin kopmasının yakın olduğu bilinir. İkinci bir okuyuş tarzında ayet şöyle okunur: “Ve innehu le alemun lissati”. Yani onun inişi kıyametin belirtisidir, alametidir. Her iki okuyuş tarzı da aynı anlamı ifade etmektedirler. Hz. İsa’nın gökten inişi, doğru sözlü ve güvenilir Peygamberin sözünü ettiği ve yüce Kuran’ın işaret ettiği bir gaybtır. Kıyamet gününe kadar değişmeden kalacak bu iki kaynaktan gelen bilgilerden başka, bu meseleye ilişkin olarak herhangi bir insanın söyleyebileceği bir söz olamaz.
Hz. İsa yaşadığımız bu dönemde Hz. Mehdi’ye yardımcı olmak için tekrar yeryüzüne dönecektir. Ve o döndüğünde Ehl-i Kitap’tan herkes ona inanacak ve hak din olan İslam’a dönecekler. Böylece Allah’ın ayette bildirdiği “ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur” demesi gerçekleşmiş olacaktır.

Hz. İsa 2
Hayır; Allah onu Kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 158)
Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahid olacaktır. (Nisa Suresi, 159)
Kaynak:
1.San’ani, Abdürrezzak Tefsiri, Cilt II, s. 163; İbn’ül Cevzi, Zad’ül Mesir, Cilt IV, s. 326; İbn Kuteybe, Tefsiru Garibi’l Kuran, s. 400
2. Alusi, Ruhu’l Meani, Cilt XXV, s. 95; :Şevkani, Fethu’l Kadir, Cilt IV, s. 562; Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran-ı Kerim Türkçe Meal-i Alisi ve Tefsiri, Cilt VII, 3292; Seyyid Kutub, Fizilali’l Kuran, Cilt V, 3198; es-Sabuni, Safvetü’t Tefsir, Cilt III, s. 162; Gumari, İkametü’l Burhan, s. 105

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder