31 Ağustos 2014 Pazar

Cehennemdekiler sesleniyor: “Biz namaz kılanlardan değildik!”


Cehennemdekiler sesleniyor: “Biz namaz kılanlardan değildik!”
İnkar edenler cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak girecekler.

Her sabah namaza kalktığımda camdan bakarım ve hangi semtte olursam olayım aslına bakarsanız durum pek de değişmez. Kapkaranlık evler, kapkaranlık odalar… İnsanların hepsi derin uykuda. Camlardan ufacık bir ışık dahi süzülmüyor. Her yerde derin bir sessizlik hâkim. Allah’ın tüm insanlara namaz kılmalarını emrettiği bir vakitte insanlar yataklarından kalkmıyor ve alınlarını hiçbir şekilde secdeye koymuyorlar. Hatta çoğu insanın ömrü bir kere bile alnı secdeye değmeden son buluyor. Ve bir insan daha üzerine aldığı sorumluluğun farkında bile olmadan ahirete gidip hiç ummadığı korkunç bir sonla karşılaşıyor.
İnsanların düştüğü en büyük hata aslında cahillikleriyle birlikte kendilerini kandırmaları oluyor. Diyor ki içinden “ben çok iyi bir insanım, herkese yardım ederim, yoksula yemek yediririm, kimsenin kuyusunu kazmam, yalan söylemem, haram para yemem, arada bir oruç da tutarım.” Bütün bunlar bana yeter. Zaten Allah benim çok iyi bir insan olduğumu biliyor, Allah kalbimin ne kadar temiz olduğunu biliyor” ve bu şekilde bir gün değil, on yıl değil, bütün bir ömür boyu kendisini kandırıyor. Böyle düşünen insan kendisini çok ama çok iyi görüyor. Oysa neye göre iyi olduğunu hiç düşünmüyor. Kendi koyduğu kurallara göre mi iyi, yoksa Kuran’a göre mi iyi? Kendi kafasından belirlediği kuralların ahirette hiçbir geçerliliği olmadığını düşünemiyor. Hâlbuki Allah Kuran’da namaz kılmamanın insana getirdiği korkunç sonu şöyle anlatıyor:
Suçlu-günahkârları;
"Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?"
Onlar: "Biz namaz kılanlardan değildik" dediler.
Bakın bu ayetlerde cehennemdekilere “sizi buraya düşüren hangi günahınız?” diye sorulduğunda verdikleri ilk cevap “biz namaz kılmıyorduk” oluyor. Cehennemdeki milyonlarca insan aynı cevabı veriyor. Başka bir günah söylemiyorlar, kendilerini temize çıkaramıyorlar. Ve günahlarından dolayı sonsuza kadar cehennemde kalıyorlar.
İnsanın kendisini kandırmasının bir sonu yok. Kimileri “ben yaşlanınca namaz kılarım, daha çok gencim” diyerek kendisini kandırıyor.  Sanki yaşlanacağı garanti altına alınmış gibi, sanki milyonlarca insan gençken ölüp bu dünyayı aniden terk etmiyor gibi. Oysa Allah namazı vakitli olarak farz kılmıştır. Eğer o gün içinde namazınızı kılmıyorsanız o günkü ibadetinizi yerine getiremezsiniz. Bunun sonucunda aylarca, yıllarca hiç namaz kılmadan ömrünüzü geçirmiş olursunuz. Allah ayetinde berlirlenen vakitlerde namazı kılmanın farz olduğunu şöyle bildiriyor:
Namazı bitirdiğinizde, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık 'güvenliğe kavuşursanız' namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır. (Nisa Suresi, 103)
İnkâr edenlerin bir kısmı kibirden bir kısmı da üşengeçlikten namaz kılmıyor. Sabah yatağından kalkmaya üşeniyor, akşam arabasından inip camiye gitmeye üşeniyor. Fakat aynı insan Allah’tan isteme konusunda hiç sınır tanımıyor. Dünya hayatında çok iyi yaşamak istiyor, evler, çocuklar, mallar, mülkler istiyor. Çocukları en iyi okullarda okusun istiyor. Sınırsız bir talep peşinde oluyor. Başına en ufak bir şey geldiğinde feryadı basıyor. Hep nefsini eğlendirme peşinde oluyor. Fakat bütün bu nimetleri şuursuzca tüketirken bir gün bile şükretmek aklına gelmiyor, alnı secdeye hiç gitmiyor. Bir gün değil, on yıl değil, bu insan ölene kadar sınırsızca yiyip içip her istediğini elde ederken bunun karşılığında şükretmesi ve bunun namazla Allah’a göstermesi gerektiğini görmezden geliyor.
Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür.(İbrahim Suresi, 34)
Ziyan içinde ömrünü tüketen insan zannediyor ki ahirette Allah’ın huzurunda durduğunda bir şekilde neden namaz kılmadığını, neden bu ibadetten yüz çevirdiğini Allah’a açıklar. O’na uzun uzun kendisini anlatıp kendisini temize çıkarabileceğini düşünüyor. Sonunda da her ne yapmış olursa olsun affedilip cennete gireceğini zannediyor. Ama bu insan bilmiyor ki Allah orada inkâr edenlerle konuşmuyor. Onlara söz hakkı tanımıyor. Çünkü Allah onların samimiyetsizliklerini biliyor. Kendisini hayatı boyunca unutanı Allah da orada unutuyor. Hem de sonsuza kadar pişmanlık içinde kıvranarak o cehennemin korkunç sokaklarında ateşler içinde yaşatıyor. Artık geriye dönüş asla mümkün olmuyor. Ömrü boyunca alnını secdeye koymayan nankör orada sıkıntı dolu, kahır dolu, ızdırap dolu bir hayatı kendi eliyle hak etmiş oluyor…
Allah'ın indirdiği Kitap'tan bir şeyi göz ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azap vardır. (Bakara Suresi, 174)
Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimiz'in ayetlerini yalanlamasaydık ve mü'minlerden olsaydık." 
Hayır, önceden saklı tuttukları kendilerine açıklandı. Şayet (dünyaya) geri çevrilseler bile, kendisinden sakındırıldıkları şeylere şüphesiz yine döneceklerdir. Çünkü onlar, gerçekten kafirlerdir. (En'am Suresi, 27- 28)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder