31 Ağustos 2014 Pazar

Beşar Esad hayalet ülkeye mi cumhurbaşkanı olacak?


Beşar Esad hayalet ülkeye mi cumhurbaşkanı olacak?
Suriye Anayasa Mahkemesi, 3 Haziran'da yapılması beklenen devlet başkanlığı seçimi içinBeşar Esad'ın da aralarında bulunduğu 3 kişinin adaylık başvurusunun kabul edildiğini duyurmuş. Suriye resmi haber ajansı SANA'da yer alan habere göre, AnayasaMahkemesi sözcüsü Macid Hadra yaptığı açıklamada, devlet başkanlığı seçimi için adaylık başvurusunda bulunan 23 kişiden 3'ünün adaylık başvurusunun kabul edildiğini açıklamış.  Hadra, adaylığı kabul edilen kişilerin Devlet Başkanı Beşşar Esad, Halep milletvekili Mahir Abdülhafız Haccar, eski bakan ve meclis üyesi Hasan Abdullah en-Nuri olduğunu bildirmiş.

Suriye Halk Mevlisi başkanı Muhammed Cihat el Lahham Rusya, Çin, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya, Venezülla, Küba, Nikaragua, Bolivya, Ekvador ve Ermenistan devletlerine davet mektubu göndererek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin demokratik bir süreç olacağını söylemiş ve bunu izlemelerini izlemiş.
Acaba Beşar Esad’ın ve diğerlerinin nasıl bir demokrasi anlayışı var çok merak ediyorum. İnsanlarla dalga mı geçiyorlar, hangi demokrasiden, hangi özgürlükten bahsediyorlar? Suriye’de taş taş üzerinde kalmadı, ülke resmen bir hayalet ülkesine döndü. Neredeyse yıkılmayan tek bir bina kalmadı. Yüzbinlerce Suriye’li ülkesinden, topraklarından, kendi vatanından kaçıp diğer ülkelere sığındı. Ülkede kalan Suriye’liler tarifsiz acılara, tecavüzlere, işkencelere maruz kaldı. Zavallı çocuklar anasız, babasız sokalarda kaldı.
Ülkede alt yapı ise tamamen çöktü. Ne ilaç bulunabiliyor, ne temiz su sağlanabiliyor, ne insanlar ısınabiliyor. Nerdeyse yüzbinlerce insanın yaşama hakkı ellerinden çekilip alındı.  Suriye’de komünist hükümet bağnaz ve yobaz zihniyetteki halka saldırınca neredeyse kıyamet koptu. Müslüman’ın Müslüman’ı kırıp geçirmesini ise dünya devletleri sessizce ve içten içe sevinerek izledi. Çünkü onlar için binlerce Müslüman’ın ölmesi hiçbir değer taşımıyordu. Hatta dünya hâkimiyetini düşleyen Evanjelikler için ne kadar Müslüman ölse o kadar iyiydi.
Şimdi bağnazlık ve yobazlık bir yandan, komünist rejim bir yandan Suriye’nin başına büyük bir bela ördü ve örmeye de devam ediyor. Suriye’nin kendi orduları kendi halklarına karşı sürekli örgütleniyor. Müslümanları kırıp geçirmeyi, kendi ülkelerini yıkıp yok etmeyi, bütün kutsal değerlerini yeryüzünden silmeyi adeta bir marifet biliyorlar. Batı dünyasından tırsarken, Rusya’dan, Çin’den, İsrail’den ürkerken kendi vatandaşlarına, kendi insanlarına kabadayılık yapıyorlar.
Müslüman ülkelerde bu kavgayı ayıracakları yerde hiç karışmadan susup köşelerine çekiliyorlar. Bu Kuran’a uygun bir tavır değil, zulmü seyreden zulme ortak olur.
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz? (Nisa Suresi, 75)
Ayette zavallı Müslümanlar için savaşmaktan bahsedilirken, onlar için mücadele etmekten, onlara yardım eli uzatmaktan bahsediliyor. Bunun da tek çözümü İttihad-ı İslam’dır. Tüm Müslüman âleminin birlik olup herhangi bir Müslüman ülkede zulüm yaşandığında bu zulme başkaldırmasıdır. Aksi takdirde bu acıların bitmesi mümkün değildir. Fitne ülkeden ülkeye atlayarak her yeri saracaktır.
Sonuç olarak şunu soralım, eğer Esad bu seçimleri kazanıp Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturursa ne olacak? Kendi eliyle yıktığı ülkesine bakıp zafer çığlıkları mı atacak? Ondan nefret eden halkının başına geçtiği için bu büyük başarısını mı kutlayacak? Allah’sız kitapsız komünist rejim yine halkın başına bela olacak. Ta ki nereye kadar? Tabii ki Amerika’nın Esad ile işi bitene kadar. Onun da diğerleri gibi son kullanma tarihi dolana kadar. Daha sonra Esad’ın da sonu yerlerde sürüklendikten sonra idam edilen diğer Ortadoğu liderlerinden farklı olmayacak… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder