24 Nisan 2014 Perşembe

Ad kavmi nasıl helak edildi-1


Ad kavmi nasıl helak edildi-1
Kavimler kendilerine gönderilen elçileri dinlemediler ve kibirlenerek yüz çevirdiler.

Daha önce yazdığım bir yazımda Lut kavminin nasıl helak edildiğini sizlere anlatmıştım. Bugün de sizlere Ad kavminin nasıl helak edildiğinden bahsedeceğim. Ad kavmi de tıpkı helak edilen diğer kavimler gibi kendilerine gönderilen peygamberi yalanladılar, ısrarla Allah’a yönelmediler ve kibirlenerek yüz çevirdiler.
Ad (kavmi) de gönderilen (elçi)leri yalanladı. Hani onlara kardeşleri Hud: ‘Sakınmaz mısınız?’ demişti. ‘Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir. Siz, her yüksekçe yere bir anıt inşa edip (yararsız bir şeyle) oyalanıp eğleniyor musunuz? Ölümsüz kılınmak umuduyla sanat yapıları mı ediniyorsunuz? Tutup yakaladığınız zaman da zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?
Artık Allah’tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeylerle size yardım edenden korkup-sakının. Size hayvanlar, çocuklar (vererek) yardım etti.Bahçeler ve pınarlar da. Doğrusu, ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum. Dediler ki: ‘Bizim için fark etmez; öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da. Bu, geçmiştekilerin ‘geleneksel tutumundan’ başkası değildir. Ve biz azap görecek de değiliz.’Böylelikle onu yalanladılar, Biz de onları yıkıma uğrattık. Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler. Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir. (Şuara Suresi, 123-140)
Gerçekten de Allah’ın Kuran’da tüm insanlara ibretlik olarak örnek verdiği Hz. Hud’a düşmanlık eden ve Allah’a başkaldıran Ad kavmi çok büyük bir yıkıma uğradı. Korkunç bir kum fırtınası Ad Kavmi’ni “sanki hiç yaşamamışcasına” yok etti…
Kumların altından İrem şehri nasıl bulundu?
1990'lı yılların başında dünyanın tanınmış gazeteleri çok önemli bir arkeolojik bulguyu “Muhteşem Arap Şehri Bulundu”, “Efsanevi Arap Şehri Bulundu”, “Kumların Atlantisi Ubar” başlıklarıyla verdiler. Bu arkeolojik bulguyu daha ilgi çekici hale getiren özelliği, isminin Kuran’da anılıyor olmasıydı. O güne kadar Kuran’da bahsi geçen Ad Kavmi’nin bir efsane olduğunu veya hiçbir zaman bulunamayacağını düşünen birçok kişi, bu yeni bulgu karşısında hayrete düştüler.
Kuran’da sözü edilen bu şehri bulan kişi, amatör bir arkeolog olan Nicholas Clapp idi.1 Bir Arap tarihi uzmanı ve belgesel yapımcısı olan Nicholas Clapp, Arap tarihi üzerine yaptığı araştırmalar sırasında, 1932 yılında İngiliz araştırmacı Bertram Thomas tarafından yazılmış Arabia Felix adında bir kitaba rastlamıştı. “Mutlu Arabistan” anlamına gelen “Arabia Felix”, Romalıların Arap Yarımadası’nın güneyinde bulunan ve günümüzdeki Yemen ve Umman’ı kapsayan bölgeye verdikleri isimdi. Yunanlılar ise bu bölgeye yeşil toprakları ve ılıman ikliminin getirdiği avantajlardan dolayı, “kutsanmış Arabistan” anlamına gelen “Eudaimon Arabia” diyorlardı. Ortaçağdaki Arap bilginleri de bu topraklara “Mutlu Yemen” anlamına gelen “El-Yemen es-Saiyd” ismini veriyorlardı.2 Bu isimlerin tümü “Mutlu Yemen” anlamına geliyordu. Çünkü eski zamanlarda bu bölge, Hindistan ve Kuzey Arabistan arasında yapılmakta olan baharat ticaretinin merkezi durumundaydı. Ayrıca bölgede yaşayan kavimler “kehribar” isminde nadir bulunan ve o zamanlar altın değerinde olan çam ağacı reçinesinin üretimini yapıyorlardı.
 resim 1
Kitabında bütün bunlardan bahseden İngiliz araştırmacı Thomas, sözünü ettiği bu kavimleri uzun uzun tarif ediyor ve bunlardan bir tanesinin kurmuş olduğu bir şehrin izini bulduğunu iddia ediyordu. Bu, Bedeviler’in “Ubar” ismini taktıkları şehirdi. Bölgeye yaptığı araştırma gezilerinden bir tanesinde çölde yaşayan Bedeviler, kendisine eski bir patika yolu göstermişler ve bu patikanın Ubar isimli çok eski bir şehre ait olduğunu anlatmışlardı. Konuyla çok ilgilenen Thomas, bu araştırmalarını tamamlayamadan ölmüştü.3
İngiliz araştırmacı Thomas’ın yazdıklarını inceleyen Clapp de, kitapta bahsedilen bu kayıp şehrin varlığına inanmıştı. Çok vakit kaybetmeden araştırmalarına başladı.
Clapp, Ubar’ın varlığını kanıtlamak için iki ayrı yola başvurdu. Önce Bedeviler tarafından var olduğu söylenen patika izlerini buldu. NASA’ya başvurarak bu bölgenin resimlerinin uydu aracılığıyla çekilmesini istedi. Uzun bir uğraşıdan sonra, yetkilileri bu bölgenin resimlerinin çekilmesi için ikna etmeyi başardı.4
Clapp daha sonra Californiya’da Huntington kütüphanesinde bulunan eski yazıtları ve haritaları incelemeye başladı. Amacı, bölgenin bir haritasını bulmaktı. Nitekim kısa bir araştırmadan sonra buldu da. Bulduğu Mısır-Yunan coğrafyacısı Batlamyus tarafından çizilmiş bir haritaydı. Haritada, bölgede bulunan eski bir şehrin yeri ve bu şehre doğru giden yolların çizimi gösterilmişti.
Bu sırada NASA’dan resimlerin çekilmiş olduğu haberi de geldi. Resimlerde, yerden çıplak gözle görülmesi mümkün olmayan, ancak havadan bir bütün halinde görülebilen bazı yol izleri ortaya çıkmıştı. Bu resimleri elindeki eski haritalarla karşılaştıran Clapp, sonunda beklediği sonuca vardı. Hem eski haritada belirtilen yollar hem de uydudan çekilen resimlerde görülen yollar birbirleriyle kesişiyorlardı. Bu yolların bitiş noktası ise eskiden bir şehir olduğu anlaşılan geniş bir alandı.
Sonunda Bedevilerin sözlü olarak anlattıkları hikayelerin konusu olan efsanevi şehrin yeri bulunabilmişti. Kısa süre sonra kazılara başlandı ve kumların içinden eski bir şehrin kalıntıları çıkmaya başladı. Bu nedenle de bu kayıp şehir “Kumların Atlantisi Ubar” olarak tanımlandı.
Peki, bu eski şehrin Kuran’da bahsedilen Ad Kavmi’nin şehri olduğunu kanıtlayan şey neydi? Yıkıntılar ilk olarak ortaya çıkarıldığı andan itibaren bu yıkık şehrin Kuran’da Allah’ın haber verdiği Ad Kavmi ve İrem’in sütunları olduğu anlaşılmıştı. Zira kazılarda ortaya çıkartılan yapılar arasında, Kuran’da varlığına dikkat çekilen uzun sütunlar yer alıyordu. Kazıyı yürüten araştırma ekibinden Dr. Zarins de, bu şehri diğer arkeolojik bulgulardan ayıran şeyin yüksek sütunlar olduğunu ve dolayısıyla bu şehrin Kuran’da bahsi geçen Ad Kavmi’nin kenti İrem olduğunu söylüyordu. Kuran’da, İrem’den şöyle söz ediliyordu:
Rabbinin Ad (kavmin)e ne yaptığını görmedin mi? ‘Yüksek sütunlar’ sahibi İrem’e? Ki şehirler içinde onun bir benzeri yaratılmış değildi. (Fecr Suresi, 6-8)
Ad kavminin insanları nasıl insanlardı?
Buraya kadar, Ubar’ın Kuran’da bahsi geçen İrem şehri olabileceğini gördük. Kuran’da anlatıldığına göre şehrin halkı, kendilerine mesaj getiren ve uyarıp korkutan peygamberlerini dinlememişler ve böylece helak edilmişlerdi.
İrem şehrini oluşturan (inşa eden) Ad Kavmi’nin kimliği de tartışmalara yol açmış bir konudur. Tarih kayıtlarında böylesine gelişmiş kültüre sahip bir halktan ve bunların kurmuş oldukları medeniyetten bahsedilmemektedir. Böyle bir halkın isminin, tarih kayıtlarında bulunmamasının oldukça garip bir durum olduğu düşünülebilir.
Aslında bu halkın varlığına kayıtlarda ve eski devletlerin arşivlerinde rastlanmamasına çok fazla şaşırmamak gerekir. Zira bu halk, Ortadoğu ve Mezopotamya bölgesinde bulunan diğer kavimlerden uzak bir bölge olan Güney Arabistan’da yaşıyordu ve onlarla olan ilişkileri sınırlıydı. Haklarında pek az şey bilinen bir devletin kayıtlarda geçmemesi olağan bir durumdu. Bununla birlikte, Ortadoğu’da Ad Kavmi hakkında halk arasında ağızdan ağıza anlatılan hikayelere rastlamak mümkündür.
Ad Kavmi’ne yazılı kayıtlarda rastlanılmamasının en önemli sebebi ise bu tarihlerde, bu bölgede henüz yazılı iletişimin yaygın olarak kullanılmaması olabilir. Ad Kavmi’nin bir devlet kurmuş olduğunu, ancak bu devletin tarih kayıtlarına geçirilmediğini düşünmek mümkündür. Bu devlet biraz daha uzun yaşasaydı belki de günümüzde hakkında çok daha fazla şey biliniyor olacaktı.
Ad Kavmi ile ilgili tarihsel bir kayıt yoktur, ama onların “torunları” hakkında önemli bilgiler bulmak ve bu bilgiler sayesinde Ad Kavmi hakkında fikir yürütmek mümkündür.Yarın Ad kavminin nasıl helak edildiğini sizlere anlatmaya devam edeceğim.
Mert Arslanoğlu
mertarslanoglu@yahoo.com.tr
Kaynaklar:
  1. Thomas H. Maugh II, “Ubar, Fabled Lost City, Found by LA Team”, The Los Angelas Times, 5 Şubat 1992
  2. Kamal Salibi, A History of Arabia, Caravan Books, l98O
  3. Bertram Thomas, Arabia Felix: Across the “Empty Quarter” of Arabia, New York: Schrieber’s Sons 1932, s. 161.
  4. Charles Crabb, “Frankincense”, Discover, Ocak 1993.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder