Hıristiyanların ve Musevilerin Namaz kılarken resimleri

Birçok insan Hıristiyanları ve Musevilerin namaz kıldıklarını bilmez, oysa hem Hıristiyanlar, hem Museviler namaz kılarak Allah’a olan şükürlerini yerine getiriyorlar. Onlar bizim gibi alınları secdeye gelecek şekilde değil, tam yüz üstü yere kapanarak secde ediyorlar.

Müslüman olarak bize düşen kitap ehline karşı son derece saygı, sevgi, merhamet dolu olmak, onları daima koruyup kollamak. Bazı Hıristiyanlar ve Museviler Müslümanlara saldırıyorlar diye tüm Hıristiyanlara veYahudilere aynı gözle bakamayız. Tıpkıu Müslümanların yobazlarına ve gerçekten Kuran’ı yaşayan samimi Müslümanlara aynı gözle bakamayacağımız gibi.

Allah Kitap ehlinin hepsi bir değildir der, kadınlarını ve yemeklerini helal kılar. Bizzat peygamberimiz de Musevi bir annemizle evlenmiştir. “diğer dinden olanları dost edinmeyin” buyrulan ayette dost diye geçen kelimenin manası “başınıza yönetici edinmeyin”dir.

Şeytandan Allah'a Sığınırım; Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. (Ali İmran Suresi, 113)

Onların hepsi bir değildir. kitap ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. (Ali İmran Suresi, 113)

…kitap ehlinden öylesi vardır ki, bir kantar emanet bıraksan onu sana geri verir; öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, sen, onun tepesine dikilip durmadıkça onu sana ödemez. Bu onların "ümmiler (zayıf ve bilgisizler veya Ehl-i Kitap olmayanlar) konusunda üzerinizde bir yol (sorumluluk) yoktur" demiş olmalarındandır. Oysa kendileri (gerçeği) bildikleri halde Allah'a karşı yalan söylemektedirler. (Ali İmran Suresi, 75)

Şüphesiz, Kitap Ehlinden, Allah'a; size indirilene ve kendilerine indirilene -Allah'a derin saygı gösterenler olarak- inananlar vardır. Onlar Allah'ın ayetlerine karşılık olarak az bir değeri satın almazlar. İşte bunların Rableri Katında ecirleri vardır. Şüphesiz Allah, hesabı çok çabuk görendir. (Ali İmran Suresi, 199)