28 Ekim 2013 Pazartesi

Gözünüzün önündeki perdenin bir an için kalktığını düşünün…


Gözünüzün önündeki perdenin bir an için kalktığını düşünün…
Hiçkimse beynin kapkaranlık merkezinde nasıl apaydınlık görüntüler oluştuğunu düşünmüyor.

Tüm dünya, konuştuğumuz insanlar, işe gelirken geçtiğimiz caddeler, evler, işyerimiz hepsi beynimizin içinde yaratılıyor. Beynimizin içinde küçücük bir noktadaki kapkaranlık görme merkezinde bütün bu görüntüleri çok renkli bir şekilde görüyoruz. Fakat insana öyle net bir görüntüalgılatılıyor, öyle hassas bir uzaklık hissi veriliyor ki insan bu gerçeği bir türlü fark edemiyor. Mesela önünde bir kitap duruyor, elini uzatıp kitabı alıyor. O anda insana uzaklık hissi, dokunma hissi veriliyor, uzaklık ayarı tam olarak yapılıyor. Bu yüzden de insan görüntünün beyninin içinde yaratıldığını fark edemiyor. 
Sadece uzaklık hissi bile apayrı bir sanatla yaratılıyor. Mesela kitabı yaklaştırdığınızda büyüyor, uzaklaştırdığınızda küçülüyor. Ses algısı ise apayrı bir detayla yaratılıyor, her cismin kendine ait bir sesi var. Dokunma hissinde ise yaratılan detayları bir düşünün. Masaya dokunduğunuzda ayrı bir his, pamuklu bir kumaşa dokunduğunuzda ayrı bir his, cam bir bardağa dokunduğunuzda ayrı bir his yaratılıyor. Bütün bu algıları topladığınızda müthiş bir gerçeklik oluştuğundan insan dış dünyadaki görüntüleri gerçek sanıyor, yanimaddeye ulaştığını, ona dokunduğunu zannediyor. 
Hâlbuki dışarıda ışık yok, ses yok, renk yok. Hepsi elektrik sinyalleriyle beynimize iletiliyor ve beynimizin içinde kapkaranlık bir yerde görüntü oluşuyor. Önümüzde elips şeklinde bir perde var, bakan herkes görür. Üç boyutlu derinlikte görünüyor, üç boyuttan dolayı biz hakikaten uzakta zannediyoruz, kesinlikle uzakta değil. Ne güneş uzakta, ne insanlar uzaktadır, ne arabalar uzaktadır. Hepsi insanın içindedir. Cisim olarak uzaktadırlar. Biz maddeyle asla ve kesinlikle muhatap olamayız. Zaten dışarıdaki maddenin asıl orijinali simsiyah karanlıktır ve saydamdır. Ama insan beynine giden elektrik sinyalleri ile renkli bir dünya görür. İnsanların gözlerinin önünde kalın bir perde var, bu perde hiç kalkmadığı için bu çok önemli gerçeği bir türlü fark edemiyorlar. 
Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz? (Casiye Suresi, 23)
İnsanlar bu gereği 2012 yılından itibaren anlamaya başlayacaklar, beyinlerinde bir netleşme olacak ve dış dünyayı beyinlerinin içinde bir görüntü olarak gördüklerini fark edecekler. Ama asıl olarak her insan öldüğünde gerçek netliğe kavuşacak, o zaman görüş gücü çok keskin olacak, flu görüntü ortadan kalkacak. İşte o zaman her insan dünyanın bir görüntü olarak yaratıldığını anlayacak, işte o zaman o kalın perde gözlerinin üzerinden kaldırılacak. 
"Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp-kaldırdık. Artık bugün görüş-gücün keskindir." (Kaf Suresi, 22)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder