28 Ekim 2013 Pazartesi

Evrimcilerin açıklayamadığı muhteşem detaylar ve çarpıcı fosil resimleri


Evrimcilerin açıklayamadığı muhteşem detaylar ve çarpıcı fosil resimleri
Darwin 21. yüzyılda yaşasaydı bu teoriyi ortaya atmazdı.

Evrimciler geniş hayal güçlerine bağlı olarak, aşağıdaki detayların evrim teorisiyle yani tamamen tesadüflere dayanarak bağlı olduğunu iddia ederler.  Oysa tek bir protein dahi tesadüfle oluşamaz.
Bazı küçük sinek türleri bir saniyede tam 1000 defa kanat çırpabilmektedir. Sinek böylesine bir hareketin yol açtığı ısınmayla nasıl baş edebilmektedir?
Dünyamızın büyüklüğü tam olması gerektiği kadardır. Daha küçük olsa yerçekimi çok zayıflayacak ve atmosferi dünyanın etrafında tutamayacaktı. Daha büyük olsaydı bu kez de yerçekimi çok artacak ve bazı zehirli gazları da tutarak atmosferi öldürücü hale getirecekti.
Dünyanın manyetik alanı, uzaydan gelebilecek olan tehlikelere karşı da dünya için koruyucu bir kalkan olur. Bu manyetik alan birçok tehlikeyi uzaklaştırır.
Deve kuşu ve road ranner yani yol koşucusu isimli kuş, adeta bir olimpiyat koşucusu gibi hızlı koşabilir. Bir olimpiyat şampiyonu saatte 9 km hızla koşabilirken, deve kuşu saatte 60 km ye varan bir hıza ulaşabilir.
Eğer penguenler ile insanlar arasında bir yüzme yarışması yapılsaydı, kaybedenler insanlar olurdu. Penguenler bir olimpiyat şampiyonundan 3 kat daha hızlı yüzerler.
Milyarlarca nöron duyu organları aracılığıyla edinilen bilgileri inanılmaz bir hızla beyne taşırlar. Bu hız saniyenin sadece 50 de biri kadardır. Elektriksel ve kimyasal sinyaller kullanırlar. Bir sinir hücresindeki anten sayısı 100 ile 10.000 arasındadır. Bu sayı ihtiyaca göre azalıp çoğalmaktadır.
California Üniversitesi'nden Aaron Rundus'un ortaya çıkardığı bir gerçek, Science dergisinin 15 Ağustos 2006 tarihli yayınında yer almıştır. Hayvan davranışlarını inceleyen bilim adamı, yer sincaplarının çıngıraklı yılanların göz çukurlarının altındaki enfraruj ısı sensörlerini yanıltmak için ilginç bir strateji uyguladıklarını fark etti. Laboratuar deneylerinde anne sincaplarla çıngıraklı yılanlar karşı karşıya getirildiklerinde, sincaplar yılanlara doğru kuyruklarını sallıyorlardı ve bunu yaparken de kuyrukları ısınıyordu. Enfraruj sensörlere sahip olmayan keseli yılanlarla karşı karşıya geldiklerinde ise kuyrukları ısınmıyordu. Aaron Rundus sincapların, kuyruklarındaki bu ısınmayı kan damarlarını genişleterek elde ettiklerini düşündü. Isınan kuyruğun yılanı etkisiz hale getirdiğinden emin olabilmek için ise bir robot-sincap üretti. Bunun için gerçek sincap kürkü ve uzaktan kumanda edilip ısınabilen bir kuyruk kullandı. Çıngıraklı yılanlar gerçeği çok andıran robot-kuyruğu inandırıcı bulmuşlardı. Rundus bazı denemelerde kuyruğu oda sıcaklığında tuttu. Bazılarında ise ısıyı sincabın kuyruğunun ısındığı an ulaştığı derece olan 28 dereceye kadar çıkardı. Sonuç başarılıydı. Yılanlar ısı yükseldiğinde robot-sincabın uzağında kalmaya büyük bir dikkat gösteriyorlardı.
Peki yer sincabı kuyruğunu ısıtıp sensörleri yanıltacak bir sistemi nasıl geliştirmiştir? Bunun etkili bir savunma yöntemi olduğunu nereden bilmektedir? Öte yandan, bu sistemi hangi hayvana karşı kullanacağını nasıl tespit edebilmekte, enfraruj sensörü olan hayvanı olmayandan nasıl ayırt edebilmektedir? Her şeyi kusursuz ve en mükemmel şekilde yaratan Allah, yer sincabını da bu mucizevi özelliğiyle birlikte yaratmıştır.
Milyonlarca yıllık hiç değişmeyen fosiller de evrim teorisinin hiç gerçekleşmediğinin kanıtıdır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder