28 Ekim 2013 Pazartesi

Arılar yalnız içgüdüyle muhteşem kovanları nasıl yaparlar?

Arılar yalnız içgüdüyle muhteşem kovanları nasıl yaparlar?
Arıların yaptığı bu muhteşem altıgenden oluşan kovanları insanlar yapamazlar.

Geçen sene işyerinde camımın önünearılar büyük bir gayretle kovan yapmaya başladılar. Çok kısa bir süre sonra oluşturdukları yuvarlağın içinde muhteşem altıgenler belirmeye başladı. Her gün yüzlerce arı gece gündüz demeden çalışıyor, özenle yuvalarını yapıyorlardı. İşin en ilginç yanı hepsi kendi görevini biliyor, kimse şaşırmıyor, gece de hiç aralık vermeden karanlıkta çalışıyorlardı. Her sabah geldiğimde kovanın daha da geliştiğini, harika yollar yapıldığını görüyordum. Şimdi insan vicdanıyla düşündüğünde küçücük yüzlerce arının böylesine muhteşem bir kovanı tesadüfle yapamayacağını görür. Arılar kovanları Allah’ın ilhamıyla yaparlar. Hiçbir arı kendi kendine en fazla altıgenin içinde baldepolayacağını bilmez. Allah bu küçük canlıya ilham eder.
Yirmi bin türden oluşan geniş bir familyaya sahip olan arılar, hayvanlar dünyasındaki en çarpıcı mühendislik ve mimarlık bilgisine sahip, sosyal hayatları ile diğer pek çok canlıdan ayrılan, aralarındaki iletişim ile kendilerini inceleyen bilim adamlarını hayretler içinde bırakan canlılardır.
Arı kovanındaki hayatın her aşamasında bir düzen vardır. Larvaların bakımından, kovanın genel ihtiyaçlarının teminine kadar her görev hiç aksamadan yerine getirilir. Bu düzenin en belirgin örneklerinden biri de kovandaki yavruların bakımı sırasında ortaya çıkar. Diğer arıların yavrulara gösterdikleri özen ve sergiledikleri özverili davranışlar detaylı olarak incelendiğinde bu konu daha iyi anlaşılacaktır.
ARILAR BU MUHTEŞEM KOVANLARI İLHAMLA YAPIYORLAR, BUNU EVRİM TEORİSİ HİÇBİR ŞEKİLDE AÇIKLAYAMIYORLAR:
Evrim teorisinin içgüdüler karşısında içine düştüğü durum Charles Darwin tarafından çeşitli şekillerde itiraf edilmiştir. Örneğin Darwin hayvanlardaki içgüdülerin teorisini yıktığını Türlerin Kökeni adlı kitabında şöyle ifade etmektedir.
İçgüdülerin çoğu öylesine şaşırtıcıdır ki, onların gelişimi okura belki teorimi tümüyle yıkmaya yeter güçte görülecektir.
Yine Charles Darwin başka bir ifadesinde içgüdülerin gelişemeyeceği hakkında şöyle söylemektedir:
Şu tahmin üzerimde ağır basıyor. İçgüdüler, yapılar kadar hassas bir değişime uğramıyorlar. Kitabımda da belirttiğim gibi, içgüdü veya yapının ilk olarak bilinçsiz aşamalarla değişmesini anlayabilmek oldukça zordur.
Teorinin kurucusu olan Darwin canlılarda görülen karmaşık ve faydalı davranışların doğal seleksiyon yoluyla kazanılmış olmasının imkansız olduğunu da çok defalar itiraf etmişti. Ancak saçma olmasına rağmen bu iddiayı neden sürdürdüğünü de şöyle açıklamıştı:
Sonunda, yavru guguğun üvey kardeşlerini yuvadan atması, karıncaların köleleştirmesi. gibi içgüdüleri, özellikle bağışlanmış ya da yaratılmış içgüdüler olarak değil de, bütün organik yaratıkların ilerlemesine yol açan genel bir yasanın, yani çoğalmanın, değişmenin, en güçlülerin yaşamasının ve en zayıfların ölmesinin küçük belirtileri olarak görmek, mantıklı bir sonuç çıkarma olmayabilir, ama benim hayalgücüm için çok daha doyurucudur.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder