28 Ekim 2013 Pazartesi

Ahtapotları taklit eden robotlar


Ahtapotları taklit eden robotlar
Bilim yaratılış harikalarını taklit ediyor.

Robot teknolojisinde, biyomimetik çok önemli bir yere sahip. Biyomimetri bildiğiniz gibi, doğayı taklit bilimi anlamına geliyor ve hem teknolojik olarak ileri seviyeye sahip hem de doğaya dost ve ekonomik ürünler geliştirmeye yardımcı oluyor.
Her geçen gün, doğadaki canlıları taklit eden yeni robotlar üretilmeye çalışılıyor. Bu anlamda, yeni geliştirilen bir robota dair yeni bir haber de geçtiğimiz günlerde Science dergisinden geldi.
Robotlar tasarlamada bilim adamlarının ilham kaynağı, bu kez bulundukları ortama göre kılık değiştirebilen, kamuflaj ustası ahtapotlar oldu. Silikon bazlı bu robotlar, oldukça yumuşak bir malzemeye sahip ve bulundukları ortamın arkaplan fonuna göre kendilerini kamufle edebiliyorlar ya da arzuya göre bulunduğu yeri belli etmek için rengini koyulaştırabiliyor.
Robotları geliştiren araştırmacılar; mürekkep balığı ve ahtopotlar gibi yumuşak organizmaların kamuflaj özelliklerinin dinamik renklendirme projesi üretmede onlara ilham verdiği görüşünde.
Ahtapotlara bakılarak üretilen robotlarla ilgili video:
Bilim adamları, su geçirmeyen deri ve vantuz kullanarak ahtapota benzeyen dünyanın ilk tamamen yumuşak maddeden üretilmiş robotunu geliştirdi. New Scientist bilim dergisinde yer alan makaleye göre, ilk prototipi halihazırda Londra’daki Bilim Müzesi’nde sergilenen robotun, hareket kabiliyetinin artmasını sağlayan silikondan yapılmış 8 dokunacı var. Bu dokunaçlardan ikisine nesneleri bulup kavrayabilmeleri için yapay kas, motor ve sensörler yerleştirilmiş. İçlerine yerleştirilen biçim hafızalı alışımlardan yapılmış yay benzeri yapılar sayesinde robot ahtapotun dokunaçları, sıcaklıktaki değişikliklere bağlı olarak uzayıp geri çekilebiliyor ve her yöne dönebiliyor.
Ahtapotlara bakılarak üretilen robotlarda sistem ise şu şekilde çalışıyor: Üç boyutlu yazıcılar kullanılarak kalıplar oluşturuluyor. Kalıpların içerisinde mikro kanallar meydana getirmek için silikon dökülüyor ve üstü bir başka silikon katmanıyla örtülüyor. Tüm katlar oluşturulduktan sonra, mikrokanallardan içeriye renkli sıvılar pompalanarak robotun bulunduğu ortamdaki renkleri ve desenleri taklit edilmesi sağlanıyor.
21. yüzyıl teknolojisiyle yapılan bu işlem görüldüğü gibi oldukça emek isteyen, çok aşamalı bir süreçten oluşurken, ahtapot ve mürekkep balığı gibi doğadaki canlılarda çok daha karmaşık bir şekilde milyonlarca yıldır başarıyla işlemekte...
Bir başka başarılı robot ise 2011 yılında üretilmişti. Bu robot da, doğadaki bir başka canlıyı, tırtılları taklit ediyordu. Tırtılların kendilerini kıvırma özelliklerinden ve esnek yapılarından ilham alınarak geliştirilmişti. Ve ufacık bir tırtılın yapabildiği marifetleri yapabilmesi için milyonlarca dolar harcanmıştı.
Doğadaki saklı olan teknolojilerin ne kadar üst düzey olduklarını, aynısını yapmaya kalkıştığımızda anlıyoruz. Fakat en büyük sorunumuz şu, aynısını hiç yapamıyoruz. Üretebildiklerimiz sadece bir benzerleri! Yani bilim sürekli Allah’ın muhteşem sanatını taklit ediyor ve ortaya gerçekten de çok güzel teknoloji harikaları çıkıyor.
Kaynak:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder