16 Ağustos 2013 Cuma

Yeni Yüzyılın tedavi kaynağı: Kordon Kanı

Yeni Yüzyılın tedavi kaynağı: Kordon Kanı
Bugün yine haftanın kategorisi olan “bebek-çocuk” kategorisinde çok önemli bilgiler içeren başka bir yazımı blog yazarlarıyla paylaşmak istiyorum. Gözle görülemeyecek boyutlardaki kök hücreleri mucizevi bir şekilde kordon kanında bulunurlar. Bilim adamları bu gerçeği ancak 20. yüzyılın sonunda keşfedebildiler. 
Teknolojinin en son imkanları ile üretilmiş, milyonlarca dolar değerinde olan ve en modern hastanelerde kullanılan yaşam destek üniteleri, birkaç kilogram ağırlığında bir organ ile karşılaştırıldıkları zaman son derece ilkel ve yetersiz kalırlar. Bu organ; bilim adamları tarafından “doğumun gerçek kahramanı” olarak nitelendirilen plasentadır.Anne ile embriyo arasında adeta bir köprü görevi görerek embriyonun gelişimi için gerekli olan besin, oksijen ve diğer maddelerin alışverişini sağlayan plasenta, doğum sürecinin tamamlanmasından kısa süre sonra ise görevini tamamlayarak rahim dışına atılır. Ancak bu, aynı zamanda başka bir mucizenin de başlangıç noktası olur: Bugün önemli hastalıkların tedavisinde kullanılan, birçoğunun tedavisi için de umut veren “kordon kanı” bu süreçte ortaya çıkar. 
Kordon Kanını Özel Kılan Ne?  
Kordon kanı olarak isimlendirilen kan, bebeğin doğumundan sonra göbek kordonu ile plasenta içinde kalan kandır. Ancak bu kan bebeğin damarlarında dolaşan kandan daha farklıdır. Günümüze kadar biyolojik atık olarak değerlendirilen kordon kanı; plasenta ve göbek kordonu ile birlikte atılmaktaydı. Fakat son gelişmelerle kordon kanının çok zengin bir kök hücre kaynağı olduğu ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda kordon kanının çeşitli hastalıkların tedavisi açısından da önemi anlaşıldığı için bu özel sıvı yeni yöntemlerle toplanıp saklanmaya başlanmıştır. Kordon kanını özel kılan ise içeriğinde bulunan genç kök hücrelerdir.

Kordon Kanındaki Kök Hücreler Niçin Hayati Önem Taşır? İnsan vücudundaki yaklaşık 200 tür hücrenin kaynağı kök hücrelerdir. Birçok dokuda bulunur ve değişerek vücudun diğer dokularını oluştururlar. Doğumun ilk aşamasındaki hücreler birbirlerinin tıpatıp aynısı olan kopyalarını yaparlar. Eğer bu çoğalma kontrolsüz olsaydı, ortaya bir insanın değil, benzer hücrelerden oluşmuş büyük bir et yığınının çıkması gerekirdi. Ancak böyle bir şey olmadığı gibi tam aksine Yüce Allah’ın benzersiz gücü ve ilmiyle birbirlerinin kopyaları olan kök hücreler bir süre sonra kendi aralarında sinyalleşerek farklılaşmaya başlarlar. Bu farklılaşma sonucunda kemik, düz kas, karaciğer gibi vücuttaki bütün hücre ve dokular oluşur.  
Bağışıklık sisteminin yapı taşları olan bu kök hücreler; hastalıklarla savaşan beyaz kan hücrelerinin, oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin, pıhtı ve iyileşmeyi sağlayan trombositlerin temelini oluşturur. Vücut, kanser veya genetik uyuşmazlıklarla savaşıyorsa, kemoterapi veya radyasyon gibi yoğun tedavilerle zayıf düşmüşse, kanın elementlerinin güçlendirilmesi gerekir. Bu güçlendirmeyi ise mucizevi yapılarıyla kök hücreler başlatır ve vücudun savaşmasını sağlar. 
Kordon Kanı Hangi Hastalıkları İyileştiriyor?  
Göbek kordonu kanı bazı hastalıkların tedavisinde çok büyük yüzdelerle başarı sağlamıştır. Özellikle kordon kanındaki kök hücrelerin vücuttaki diğer tip hücrelere farklılaşma özelliğinin keşfedilmesi ile birlikte bu hücrelerin kanser, felç, Parkinson, Alzheimer, omurilik zedelenmeleri, kalp ve birçok genetik kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği fikri ortaya çıkmıştır. Günümüzde 40'dan fazla hastalığın tedavisinde teorik olarak kordon kanından faydalanılmakta ve kordon bağından elde edilen kök hücreler özellikle kemoterapi ve radyoterapi gören kanser hastalarının kan ve bağışıklık sistemini yeniden canlandırmak için kullanılmaktadır.

Kordon Kanı Neden Kemik İliği Naklinden Daha İyi Sonuç Veriyor?  
Kemik iliği nakli ile tedavi edilebilen hastalıklarda karşılaşılan temel problem tam doku uyumu olan kemik iliğinin bulunamamasıdır. Bu problemin yüzdesi ise oldukça yüksektir. Hastaların yaklaşık %70’i için uygun kemik iliği bulunamamaktadır.2 
Hastaların tedavisinde kullanılan kök hücreler gerçekte üç kaynaktan elde edilebilir: Kordon kanı, kemik iliği ve dolaşımdaki kan… Ancak bu noktada kordon kanından elde edilen kök hücrelerin diğer yöntemlerle elde edilen kök hücrelerine göre şu avantajları ortaya çıkmaktadır: 
Kordon kanından en genç kök hücreleri elde edilir. Bunlar saklanmak için dondurulduklarında yaşlanma ve yıpranma süreçleri de durdurulmuş olur. 
Kordon kanı kök hücrelerinin üreme hızı, kemik iliği kök hücrelerine göre daha fazladır. 
Kemik iliği nakli için alıcı ile verici arasında çoğunlukla tam bir doku (HLA) uyumu olması gerekir. Kök hücrelerin bağışıklık red cevapları henüz tam olarak gelişmediğinden kordon kanı naklinde tam bir uyum olmasa da başarı sağlanabilir. 
En önemlisi saklanan kordon kanındaki kök hücreler, gerekli olduğu durumda hemen kullanılabilecek durumdadır. Bu durum, hastalıkların ilerlemesini önleyebilmek için en kısa sürede tedavinin zorunlu olduğu durumlarda önem kazanır. Bu yüzden kordondaki bu kan doğumdan hemen sonra uygun şartlarda alınıp, özel koşullarda dondurularak yıllarca saklanabilmektedir. 
Bir diğer önemli faktör ise kişinin kendisine her zaman tam uyum sağlayan kordon kanı kök hücrelerinin aile bireyleri için de uyum ihtimalinin bulunmasıdır. 
İnsan anne karnında kendi varlığından dahi habersizken, Allah onun bedenini şekillendirmiş, vücuduna kordon kanını yerleştirmiştir. “Allah, insanlar için rahmetinden her neyi açacak olsa, artık onu kısıp-tutacak yoktur…” (Fatır Suresi, 2) ayetiyle bildirildiği üzere dünya üzerinde Rabbimiz’in insanlar üzerindeki takdirini, fazl ve ihsanını engelleyebilecek hiçbir varlık bulunmamaktadır. Bu gerçeği düşünmek ve bu mucizeleri tıbbi araştırmalar sonucu insanlara öğreten Yüce Allah’a şükredici olmak, dünya üzerindeki her insanın görevidir. Rabbimiz’in yaratma ilmi bir Kuran ayetinde şekilde bildirilmektedir: 
“Allah, yeryüzünü sizin için bir karar, gökyüzünü bir bina kıldı; sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel (bir biçim ve incelikte) kıldı ve size güzel-temiz şeylerden rızık verdi. İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne Yücedir.” (Mümin Suresi, 64) 
Kaynaklar: 
1 Intimate Universe, The Human Body, Volume 1, 1998 British Broadcasting Corporation 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder