25 Ağustos 2013 Pazar

İstanbul İslam ve Bilim Teknoloji Tarihi Müzesi’ni mutlaka gezin

İstanbul İslam ve Bilim Teknoloji Tarihi Müzesi’ni mutlaka gezin
İstanbul’da Gülhane Parkı içinde “İstanbul İslam ve Bilim Teknoloji TarihMüzesi” var. Herkesin gitmesini tavsiye ederim. Müzenin açılış saatleri; 09.00-16.30, salı günleri kapalı, yeni bir müze... Yabancı turistler bizlerden çok rağbet ediyor müzeye.. ne var ki bu müze mutlaka imkanınız varsa ziyaret etmeniz gereken yerlerin başında geliyor, çünkü müzeyi gezerken anlıyorsunuz ki tarihimizden bihaberiz. Kitaplarda yazmayan o kadar ilginç, karmaşık ve hayret verici buluş var ki insan “bize bunlar niye gösterilmedi, anlatılmadı” diye düşünmeden edemiyor.
Fotoğraflar, müzeyi anlatmaya yetmez. O çağlardaki düşünce yapısını, bilimi, yaşamı anlayabilmek için bizzat gidip görmek lazım.Bilim ve teknoloji tarihinin bütün insanlığın ortak mirası olduğu inancı bu müzenin kuruluşunun esasını teşkil ediyor. Eğer burada alet ve araçlarla İslam kültür dünyasının bu ortak mirastaki payını göstermeye çalışıyorsak ta, biz, Müslümanların bunlara sıfırdan başlamadıkları gerçeğini, evvela geçmiş kültür dünyalarından aldıklarını ve geliştirdikleri gerçeğini biliyoruz tabi ki, çünkü dünyada Allah’ın bilimi tüm insanlık için var ettiğini de biliyor kabul ediyoruz. Ama burada sunulanların çok büyük bir kısmı Müslümanların 9. ve 16. yüzyıllar arasındaki yaratıcılık devrelerinde gerçekleştirdiklerinin bazı örnekleridir. Bu örneklerin çok büyük bir kısmı, Frankfurt’taki Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi'nde Arap–İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü tarafından kaynaklardaki tarif ve resimlere, çok küçük bir kısmı ise günümüze ulaşan orijinallere dayanarak yapılmış veya yaptırılmıştır.
Müslümanlar tarih sahnesine çıkışlarının ilk yüzyılında korkusuz, tereddütsüz ve sınır tanımayan bir bilime, öğrenime susaması ve Allah’ın Kuran’la ilim öğrenmeyi öğretmesiyle diğer kültürlerin miraslarını almaya başladılar. Dokuzuncu yüzyılın ortalarında hemen hemen her alanda alma ve özümleme devresi sonucunda bu bilgi birikimi icatlara geçirdi İslam dünyasını. Müslüman bilim insanları, devraldıklarını çok yüksek bir düzeye ulaştırmaktan başka, birçok yeni bilimleri ortaya koydular, diğer bir kısmını başlangıç yollarına soktular.

İslam kaşiflerinin 711 yılında İspanya’ya ayak basmasıyla Dünya’da İslam’ın her alandaki gücünden bir çekinme başladı ve özellikle bazı yerüstü ve yeraltı güçler İslamın bu yükselen gücüne karşı birtakım girişimlerde bulundurlar. Onuncu yüzyıldan itibaren kitapların Latinceye tercüme edilmeye başlanmasıyla ardıllarının okul temelleri atılmış oldu.
Fazla değil, ancak bir yüzyıl içinde Batı dünyası yükselen reform ve rönesans hareketleri ile “modern” adı altında bilimi yeniden inşa etmeye başladılar.Cahiliye devrinin o karanlığından çıkarılıp, her evin bir ilim irfan yuvası haline geldiği bir inanç, İslam inancı. Kitabında "Oku!" yazan, peygamberi "İlim Çin’de de olsa onu arayınız. İlim talebi her müslümana farzdır” diyen, savaş esirlerini okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakan bir peygamber. Unutulan, unutturulan, araştırılmayan gerçekler.
“Bilim vermez sana kendisinden bir şey, eğer sen kendi bütününü ona vermezsen. Verdin mi sen ona bütününü, bilinmez onun sana bir şey verip vermeyeceği.” [al-Nazzam, öl. 840 dolayları]

“Öyle görünüyor ki, bizler henüz aydınlatılmasını istediğimiz birçok soruda gerçeği bulmak imkânına sahip değiliz. Bununla beraber biz bugün ulaşabildiğimizi ortaya koymaktan kaçınamayız. Ama şu da gözden kaçırılmamalıdır ki, gelecekte ortaya çıkacak yeni koşullar, bugün bize nasip olmayan çözümlere ulaşmayı sağlayabilirler.” [Ibn Ruşd, öl. 1198]

“Evren bütün değişmelerine rağmen bir düzen, bütün ayrıntılarına rağmen bir ahenk içindedir.”[Ibnü'l-Heyşem, öl. 1040 dolayları]
“Ben her kişinin kendi çalışmasında yapması gerekeni yaptım: Öncellerinin başarılarını minnettarlıkla karşılamak, onların yanlışlarını ürkmeden doğrultmak, kendisine gerçek olarak görüneni gelecek kuşağa ve sonrakilere emanet etmek.” [el-Bîrûnî, öl. 1048]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder