25 Ağustos 2013 Pazar

Hastalıkların tedavisinde dua yardımcı olur mu?

Hastalıkların tedavisinde dua yardımcı olur mu?
Hastalık Allah'tan çok güzel bir imtihandır, derin imana vesile olur.

ABD'de yayımlanan ünlü haber dergisi Newsweek bir sayısında, "Allah ve sağlık: Din iyi bir ilaç mı? Bilim neden inanmaya başlıyor?" başlığı altında dinin hastalıkları iyileştirici tesirini kapak konusu yaptı. Allah inancının insanın moralini yükseltip hastalıktan daha kolay kurtulmasını sağladığına değinilen makalede, bilimin de inançlı insanların hastalıklarını daha kolay ve çabuk atlattığına inanmaya başladığı belirtildi. Newsweek'in anketine göre, insanların % 72'si dua ederek hastalıktan daha çabuk kurtulduklarına, duanın iyileşmeyi kolaylaştırdığına inanıyorlar.

Kişinin kendisine yaptığı dua fayda verebileceği gibi, başkasına yapacağı dua da faydalı olabilir. “Şefaat” duası adı verilen ve başkası tarafından yapılan duanın San Francisco General Hospital'da Koroner Kalb Bakım Ünitesi'ndeki 393 kalb hastasına nasıl bir tesirde bulunduğu Dr. Byrd tarafından araştırılmıştır. Hastanenin dışında bulunan duacılar, hasta taburcu oluncaya kadar duaya devam etmişlerdir. Dua edilen grubun diğer gruba göre daha az kalb tıkanıklığı gösterdiği, daha az antibiyotik tedavisine ve idrar söktürücüye ihtiyaç duyduğu, daha az zatürreye yakalandığı ve daha az oksijene ihtiyaç duyduğu ortaya konmuştur.

Duke Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya anjiyo operasyonu geçiren kalb hastaları katılmış, bunların bir kısmı için gıyaplarında dua edilmiştir. Komplikasyon oranları, dışarıdan dua edilmiş hastalarda, kendilerine dua edilmemiş hastalara göre daha az; hastaneden çıktıktan sonraki altı ay içinde ölüm nispeti de daha düşük çıkmıştır.

RUH HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE DUA:

Dini ve manevi çöküntülerin önüne geçilmesinin, ruhsal rahatsızlıkların tedavi sürecini hızlandıracağı ve olumlu etkide bulunacağı yönünde araştırmalar vardır. Bunlardan biri, David ve Susan Larson'un Los Angeles'de 400 hasta üzerinde yaptığı araştırmadır. Buna göre, % 60'ı dua olmak üzere dini hayatın güçlendirilmesiyle, obsesif-kompulsif (takıntı-saplantı), aşırı hassasiyet, fobik anksiyete (korkuya dayalı endişe), paranoyak düşünceler, psikotik durumlar ve genel hastalık belirtilerinin azaldığı tespit edilmiştir.

Carson ve Huss'un dua ve şizofreni arasındaki ilişkiyi belirlemek için yaptıkları çalışma, duanın etkilerini görmek bakımından anlam taşımaktadır. Onlar, 20 kronik şizofren hastaya birer yardımcı vererek iki gruba ayırdı. Grubun biri bakıcılarıyla beraber dua etmeye ve kutsal kitaplardan okumalar yapmaya gönüllü olurken, diğer grup duasız bir tedavi aldı. On hafta sonrasında dua eden ve edilen grupta duygularını belli etme kabiliyetinde artma, hayatlarındaki değişimler hakkında daha pozitif bir bakış açısı ve bedeni şikayetlerinde azalmalar gözlendi. Benzer bir çalışmada şizofrenik halüsinasyonlarla başa çıkma ile dini faaliyetler arasındaki ilişki incelenmiş; dua eden, dini kitaplardan bölümler okuyan ve dinleyen Suudi hastaların, diğer başa çıkma metodu kullanan İngiliz hastalardan daha mantıklı bir tutum içinde oldukları tespit edilmiştir.

Duanın iyileşme sürecindeki etkisi, bilim dünyasının en çok tartışılan konularından biridir. Bazı bilim insanları duanın bilimsel olarak araştırılamayacağını ileri sürse de, bu konudaki araştırmalar devam etmektedir. Sadece ABD'de federal hükümet, dua araştırmalarına milyon dolarlık fon ayırmıştır.

Amerika'da yapılan bir araştırmada, deneklerin % 73'ü, şahsi dua etmenin başkalarının hastalıklarının iyileşmesine yardımcı olduğuna inandıklarını söylemiştir. Byrd ve Targ isimli araştırmacıların ayrı ayrı yaptığı çalışmalar, duanın bedeni rahatsızlıklara belirli etkilerin olduğunu göstermiştir. Yine araştırmalar, inanç ve dini faaliyetlerin, hastalıkların önlenmesi ve tedavi edilmesinde, ağrı, kaygı, endişe ve depresyonun azaltılmasında, hayat kalitesinin geliştirilmesinde ve hayatta karşılaştığımız problemlerle başa çıkmada yararlı olduğunu göstermiştir.

Dini vecibelerden biri olan duanın kalp, mide ve bağırsakla ilgili hastalıklarda iyileşmeye katkıda bulunabileceği ortaya konmuştur. Dua, zihni sukunetin sağlanmasında ve hastalık acılarının azaltılmasında da etkili olabilmektedir.

KRONİK ve AMELİYATLI HASTALARIN TEDAVİSİNDE DUA:

• YÜKSEK TANSİYON: Geleneksel veya manevİ inanç ve faaliyetlerin hipertansiyonla alakası, klinik deneylerle tespit edilmeye çalışılmıştır. Duanın kan basıncının normalleşmesini sağladığına ve ağrıyı azalttığına dair çalışmaların olduğu ifade edilmektedir. Mesela, Brown'ın araştırması, duanın hipertansiyon tedavisindeki olumlu katkısına dikkat çekmektedir. Benzer şekilde dua ile kas geriliminin de azaldığı tespit edilmiştir.

• KANSER HASTALARI: Kanser hastalarının iyileşmesinde önemli bir unsur olarak görülen moral ve motivasyon, hastanın inancı ve dindar çevresi tarafından sağlanabilir. Buna göre, iyimser duygulara sahip olan hasta, depresyondan ve stresten uzak duracak, böylece hastalığın iyileşme hızı da artacaktır. Son dönemde, 162 AIDS ve kanser hastası ile yapılan bir araştırmada manevİ ihtiyaçlarının farkında olan ve dinİ görevlerini düzenli olarak yerine getirenlerde, daha az depresyon belirtisi görülmüştür. Bir başka araştırmada da dua edenlerde kanserin tesirlerinin azalabileceği gözlenmiştir.

• AMELİYAT SONU İYİLEŞME: Dindarların cerrahİ müdahalelerden sonra iyileşme nispeti, dindar olmayanlara göre daha fazladır. Kalbinden cerrahi operasyon geçiren yaşlı erkek hastalar üzerinde yapılan bir çalışmada, dinİ vazifelerini düzenli yerine getirenlerde, getirmeyenlere göre ameliyat sonrası hastanede kalma süresinin % 20 daha az olduğu, başka bir çalışmada da, kalça kırığı operasyonu sonrası, ibadethaneye düzenli devam eden kadınların, etmeyenlere nispetle daha kısa sürede ayağa kalktıkları ve daha az depresyon yaşadıkları bulunmuştur.

• KALP HASTALARI: Anjiyoplasti operasyonu boyunca kendileri için dua edilen hastaların daha az komplikasyon geçirdikleri, altı ay içinde ölüm oranının daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Kansas St. Luke's Hastanesi'nde beş din adamınca, hastanede tedavi gören 990 kalp hastasının 466'sına dua edilmiş, kendileri için dua edilen hastaların dua edilmeyenlere nazaran % 11 oranında daha çabuk iyileştiği ve rahatsızlık belirtilerinin azaldığı gözlemlenmiştir. Hastalar kendilerine dua edildiğini bilmiyordu ve dua edenler de hastaları tanımıyordu ve hiç karşılaşmadılar. Bu netice, gıyabi duanın standart tıbbİ bakım için tesirli bir yardımcı unsur olabileceğini düşündürmektedir.

41 Yıl boyunca koroner bakım ünitesine başvuran 393 Yahudi-Hristiyan hastanın 192'sine gıyaben dua edildi, 201'ine ise edilmedi. Hastanede iken dua edilen grupta hastalığın seyri çok daha hafifti. Dua edilmeyen grupta ise, dua edilenlere göre daha sık solunum desteği, daha çok antibiyotik ve diüretik (idrar söktürücü) ilaç gerekli oldu. Bu veriler de, koroner bakım ünitesine başvuran hastalarda duanın iyileştirici rolünü ortaya koymaktadır.

• ENGELLİ HASTALAR: Johnstone ve arkadaşlarının bir araştırmasında engeli/sakatlığı olanlar için de, problemleriyle baş etmede dini duygu ve maneviyatın çok önemli bir faktör olduğu ortaya konmuştur. Neticede, rehabilitasyon profesyonelliği ile ilgili olarak dini başa çıkma stratejilerinin geliştirilmesi, dini konularla ilgili rehabilitasyon uzmanı yetiştirilmesi gibi pratik teklifler sıralanmıştır.

• MİGREN: Manevi telkin yapılan migren hastalarında diğerlerine göre iki aylık müdahale ve takip boyunca hem migren baş ağrısı, anksiyete ve depresyon sıklığının daha fazla azaldığı, hem de ağrıya toleransın daha fazla arttığı gösterilmiştir.

Okuduğum bu güzel ve son derece faydalı makaleyi sizlerle paylaşmak istedim, tüm hastaların asıl şifanın Allah’tan olacağını bilmeleri gerekir. Doktor ve ilaçlar yalnızca vesiledir. Allah dilediyse o hasta iyileşir. Bu yüzden mutlaka samimiyetle Allah’a dua etmek, şifayı Allah’tan istemek gerekir.

“Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.” [2-Bakara Suresi, 186.ayet]

Kaynak: Popüler Bilgi 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder